Hatay’da dün iki önemli eylem gerçekleşti. Biri Samandağ’da, diğeri ise Defne’deydi.
Samandağ’daki eylem kulislerden aldığım bilgiye göre,CHP’nin bazı örgüt yetkililerince engellenmek istenmesine rağmen,Samandağ dışından katılım olmaksızın yaklaşık 5 bin kişiyi kapsayan güçlü bir halk hareketine dönüştü. Bu eylemin mimarları,CHP’nin Samandağ Belediye Başkan adayı Av. Süleyman Bedir Abacı ve CHP Samandağ Gençlik Kolları Başkanı Av. Bilal Akdağ’dı.Özenle yürüttükleri çalışmada kendi imkânlarıyla yüzlerce pankart hazırlattılar ve eksiksiz bir organizasyon için yoğun bir çaba sarf ettiler.
Tesadüfen ofislerine uğradığımda,önlerinde sayfalar dolusu listelerle,toplumun tüm dinamiklerini tek tek arayarak davet ettiklerini gördüm.Bu işin onlar için artık bir seçim kampanyasının ötesinde,halkın sesi olma kararlılığına dönüştüğü çok açıktı.Büyük bir emek verdiler ve sonuç olarak,Abdullah Cömert Parkı’nda binlerce insanın katılımıyla güçlü bir miting gerçekleştirmeyi başardılar. Kendilerini bu özverili çalışmalarından dolayı tebrik ediyorum. Öte yandan,akşam saatlerinde Defne ilçesinde de benzer bir organizasyon CHP İl Başkanlığı tarafından düzenlendi.15 ilçeden gelen yaklaşık 4 bine yakın insanın katılımıyla gerçekleşen bu eylem de halkın mücadeleye olan inancını ve kararlılığını gözler önüne serdi.Çeşitli siyasi oluşumlarında içinde yer aldığı eylemde,halk, net bir mesaj verdi: Bizi temsil eden insanlar güvenilir bir karşılık buluyorsa, biz de onların yanında olur,sokaklarda sesimizi yükseltiriz demiş oldu. Ancak bu süreç,sadece belirli kişilere duyulan güvenle sınırlı olmamalıdır.Bu bir adalet, hakkaniyet ve toplumsal vicdan mücadelesidir. Mücadeleyi sadece bir lider magdur ediliyor diye daraltmak yerine,herkes için hukuk güvencesi sağlayan, haksızlıklara ve hukuksuzluklara karşı ortak bir duruş sergileyen bir halk hareketine dönüştürmek esastır.
Devlet,hükümetlerden bağımsız,adaletle ayakta duran bir çınardır.Bugün Ekrem İmamoğlu ya da başka bir isim olabilir,ancak meselenin özü kişiler değil,ilkeler mücadelesi şeklinde sahiplenilmelidir.Hatay’da yaşanan deprem sürecinde birçok belediyenin,sivil toplum kuruluşlarının ve gönüllülerin gösterdiği dayanışma,insani bir sorumluluktu ve elbette toplum olarak minnettarız.Ancak süreci kişilere indirgemek yerine,halkın topyekûn adalet talebini öne çıkarmak esastır.
“Ekrem Başkan Hatay’ı yalnız bırakmadı,biz de onu yalnız bırakmayacağız” şeklinde pankartlar,iyi niyetli olsa da mücadelenin esas ruhunu daraltma riskini taşımaktadır.Asıl mesele,kimin hangi makamda olduğu değil,herkes için hukukun üstünlüğünü sağlamaktır.Bu,kişilere duyulan bir bağlılık değil,evrensel adalet ve toplumsal vicdan mücadelesidir.Adaletin olmadığı yerde kaos, hukukun üstün olduğu yerde ise huzur vardır. Bu emaneti koruyarak ve hukuku her şeyin üzerinde tutarak geleceğe onurlu bir miras bırakma mücadelesi en önemli hedeftir. Çünkü bu ülke bize Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bir emanetidir ve,adalete inanan milyonların ortak vatanıdır.