ANKARA (AA) - İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Gazze'ye ilişkin düzenlenen kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, İsrail'in belirli koşulları yerine getirmemesi halinde ülkesinin eylülde yapılacak Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda Filistin devletini tanıyacağını duyurdu.
Starmer, "İsrail hükümeti Gazze'deki korkunç durumu sona erdirmek için ateşkesi kabul edecek ve iki devletli çözüm ihtimalini canlandıracak, uzun vadeli sürdürülebilir barış taahhüdünde bulunacak somut adımlar atmadığı takdirde, İngiltere'nin eylülde BM Genel Kurulu'nda Filistin devletini tanıyacağını teyit edebilirim." ifadesini kullandı.
Bu açıklama, İngiltere'nin dış politika çizgisi ile hızla değişen iç siyasi manzarası arasındaki artan gerilimi gözler önüne seren bir yön değişikliğine işaret ediyor.
"Tutum değişikliği yalnızca tepkisel bir siyaset değil, dikkatle ayarlanmış hamle"Chatham House isimli İngiltere merkezli düşünce kuruluşundan kıdemli danışman Galip Dalay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Gazze krizinin artık sadece dış politika meselesi olmaktan çıktığını, İngiltere’nin iç siyasetini de şekillendirmeye başladığını belirtti.
Dalay, "İngiltere'de Gazze konusundaki kamuoyu muhalefeti giderek büyüyor. Bu muhalefet artık sadece dış politika düzeyinde değil, iç siyaset üzerinde de etkili oluyor." dedi.
YouGov'un yaptığı son anket de bunu destekler nitelikte. 2024 seçimlerinde Yeşiller Partisine geçen eski İşçi Partisi seçmenlerinin yüzde 25'i, bu kararlarında partinin Gazze konusundaki tutumunun belirleyici olduğu görüşünde.
Dış ilişkiler danışmanı Ceren Kenar da Starmer'ın tutum değişikliğinin yalnızca tepkisel bir siyaset olmadığını düşünüyor.
Kenar'a göre bu, özellikle ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun Fransa'nın Filistin devletini tanıma kararını "yalnızca Hamas propagandasına hizmet eden pervasız bir karar" olarak nitelendirmesinden sonra, Washington'dan gelecek olası tepkilerin önüne geçmeyi hedefleyen dikkatle ayarlanmış diplomatik bir hamleydi.
Starmer'ın ABD Başkanı Donald Trump'la İskoçya'daki görüşmesinin "büyük olasılıkla sessiz bir ön bilgilendirme olabileceğini" düşündüğünü kaydeden Kenar, "Downing Street, Washington'la yaşanabilecek diplomatik sonuçları önceden yönetmeye istekliydi." diye konuştu.
"Filistin meselesi ötelenemez"Ancak uzmanlar, Filistin'i tanıma kararının sadece sembolik kalmaması gerektiği konusunda uyarıyor. Silah satışlarının askıya alınması veya yaptırım gibi somut adımlar atılmadığı sürece, İngiltere'nin Gazze'deki insan hakları ihlallerine ortak olduğu algısının değişmeyebileceği değerlendiriliyor.
King's College London Savaş Çalışmaları Bölümünden emekli Prof. Dr. Lawrence Freedman ise "Gazze'deki sorunun Irak savaşıyla kıyaslanamayacağını" belirtti.
Freedman, "Irak'taki sorun, müdahale etmemizdi. Bir ülkeye, sonradan haklı olmadığı ortaya çıkan bir gerekçeyle girdik, ki bunu o zaman bilmiyorduk. Gazze ise tamamen başka bir şey." diye konuştu.
Gazze'deki genel krize ilişkin olarak Freedman, hem İsrail'in hem de Batılı müttefiklerinin stratejik vizyondan yoksun olduğu görüşünde.
Freedman, İsrail'in 7 Ekim 2023'ün ardından "Gazze'nin geleceğinin nasıl şekilleneceğine dair hiçbir netlik olmadan harekete geçtiğini" söyledi.
İsrail'in "iç siyasi kaygılarla hareket ettiğini" ve tutarlı bir plana sahip olmadığını belirten Freedman, "Bu durum herkesi zor durumda bırakıyor ve sonuçları yıkıcı." dedi.
Freedman, "Trajik olan şu ki, pek çok İsraillinin zaten farkında olduğu gibi, Filistin meselesinin ötelenemeyeceğini kabul etseydi İsrail'in güvenliği çok daha iyi bir durumda olabilirdi. Bu mesele hep geri gelip sizi vurur ve onunla yüzleşmek zorundasınız." değerlendirmesinde bulundu.
Muhabir: Dilara Karataş,Aysu Biçer