İSTANBUL/ANKARA (AA) - ABD merkezli özel güvenlik şirketi Blackwater'ın kurucusu, eski deniz komandosu Erik Prince'in yönettiği Vectus Global isimli güvenlik şirketinin, çete şiddetini bastırmak amacıyla Haiti'ye yaklaşık 200 personel konuşlandıracağı iddiaları, ülkedeki çete problemini gündeme getirdi.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Ofisinin ocakta yayımladığı rapora göre, başkent Port-au-Prince'in yüzde 80'inden fazlasının silahlı çetelerin kontrolünde olduğu Haiti'de, 2024'te düzenlenen çete saldırılarında 5 bin 600'den fazla kişi öldü, 1490'dan fazla kişi kaçırıldı.
Uluslararası Göç Örgütünün (IOM) ocak ayı raporunda, yıllardır siyasi, ekonomik ve güvenlik krizi gibi sorunlarla boğuşan Haiti'de Aralık 2023'te 315 bin olarak kaydedilen yerinden edilen kişi sayısının, bir yıl içinde üç katından fazla artarak 2024'te yaklaşık 1 milyon 40 bin kişiye ulaştığı bildirildi.
Bu artışta çete şiddeti, sağlık ve gıda gibi temel hizmetlerin çöküşünün etkili olduğu belirtilen raporda, yerinden edilen nüfusun yarısından fazlasının çocuk olduğu vurgulandı.
Haiti'nin Fransa'dan bağımsızlığını kazanmasıParis Pantheon-Sorbonne Üniversitesinden Doç. Dr. Jean Marie Theodat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Haiti'nin Fransa'dan bağımsızlığını 300 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği bir savaş sonucunda elde ettiğini anımsatarak Fransa yönetiminin ülkeyi resmi olarak tanımasının ise bu bağımsızlığı kazanmasından 21 yıl sonra geldiğini aktardı.
'Ancak bu durum, galibin mağluba fidye ödemesi gibi paradoksal bir sonuç doğurdu.' diyen Theodat, Fransa'nın Haiti'yi tanımasının 150 milyon frank tutarında tazminat ödenmesi şartıyla gerçekleştiğini belirtti.
Theodat, Haiti hükümetinin bu yükümlülüğü yerine getirebilmek için Fransız bankalarından borç almak zorunda kaldığını anlatarak bu durumun, Haiti'nin 19'uncu yüzyılın başlarında yaşadığı ekonomik gerilemede belirleyici rol oynadığını dile getirdi.
'Yoksulluk, hizmet eksikliği ve işsizlik gibi faktörler gençleri çetelere katılmaya yöneltiyor'Haiti'nin Karayipler'deki en yüksek doğum oranına sahip ülke olduğunu söyleyen Theodat, ülke nüfusunun yüzde 60'ından fazlasının 20 yaşın altında olduğuna dikkati çekti.
Theodat, ülkedeki silahlı çetelere katılan 16 yaş altı gençlerin sayısının da kayda değer seviyelere ulaştığını aktararak yoksulluk, hizmet eksikliği ve işsizlik gibi faktörlerin gençleri çetelere katılmaya yönelttiğini ifade etti.
Güvenlik güçlerinin binlerce genç çete üyesiyle silahlı çatışmaya girmesinin de ülkedeki krizin derinleşmesinde rol oynadığını belirten Theodat, 'Haitili gençlerin tamamen umutsuz bir sistemin dolaylı kurbanları olduklarını söyleyebiliriz. Onlar, sosyal eşitsizliğin ve bu ülkenin gençlerine özel ilgi gösterilmemesinin dolaylı kurbanlarıdır.' dedi.
'Ne yazık ki Kenya misyon gücü, Haiti'deki güvenlik sorununu çözmek için yeterli değil'Doç. Dr. Theodat, Haiti'de yaklaşık 6 bin polis memuruna yardıma gelen 1000 kadar Kenyalı polis bulunduğunu aktardı.
Söz konusu Kenyalı polislerin yalnızca asayiş sağlama konusunda eğitimli olduğunun altını çizen Theodat, 'Bu 1000 kadar Kenyalı polisin karşısında, savaş silahlarıyla donanmış ve mümkün olduğunca zarar vermeye kararlı yaklaşık 10 ila 15 bin çete üyesi bulunuyor. Bu nedenle ne yazık ki Kenya misyon gücü, Haiti'deki güvenlik sorununu çözmek için yeterli değil.' değerlendirmesinde bulundu.
Theodat, ülkedeki polis gücüne ek olarak Haiti ordusunun da yaklaşık 1000 askerden oluştuğunu ancak bu askerlerin çoğunun yaşlı olması nedeniyle dış tehditlere karşı caydırıcı bir güç oluşturmadığını ifade etti.
Dolayısıyla ülkedeki güvenlik gücü mevcudunun yetersiz olduğunu söyleyen Theodat, 'Çetelerle müzakere masasına oturmak, çete üyelerini otomatik olarak avantajlı konuma getiriyor. Bu, devletin onların koyduğu kurallara boyun eğmesi anlamına geliyor.' ifadelerini kullandı.
'Çeteler devlete meydan okuyabiliyor'Virginia Üniversitesinden Profesör Robert Fatton da Haiti'deki çete sorunun çok uzun zamandır var olduğuna ancak şu anki tek farkın bu grupların artık 'daha güçlü olmaları ve önemli ölçüde özerklik kazanmaları' olduğuna işaret etti.
Fatton, 'Eskiden çeteler, büyük adamlar, özel sektörde parası olanlar, siyasi sistemdeki kişiler ve hatta bazı hükümet üyeleri tarafından ödenen bir tür askeri gruplardı ama şimdi çeteler özerklik elde ederek kendi başlarına bir güç haline geldi.' dedi.
Çetelerin devlete meydan okuyabildiğini ifade eden Fatton, 'Devlet büyük ölçüde çürümüş durumda, bu da çetelerin aslında devletin varlığını sürdürmesini tehdit edebileceği anlamına geliyor.' değerlendirmesini yaptı.
Fatton, Haiti'deki mevcut durumun vahametine işaret ederek 'Umutsuzluğa kapılıyorum çünkü ne zaman bir kriz olsa dibe vurduğumuzu varsayıyorum. Ancak dip daha da aşağıya iniyor gibi görünüyor.' diye konuştu.
'Siyasi, insani ve ekonomik açılardan felaket boyutunda bir kriz yaşanıyor'Çetelerin limanlar ile 'Haiti'nin tahıl ambarı' olarak da bilinen La Tibonit bölgesindeki ana ulaşım noktalarına erişimi kontrol ettiğini belirten Fatton, 'Bu yollardan geçmek istiyorsanız bu bölgeleri kontrol eden çetelere para ödemeniz gerekiyor.' dedi.
Robert Fatton, ülkedeki uluslararası havalimanının da uzun süredir çalışmadığı bilgisini paylaşarak bu faktörlerin ülkedeki gıdaya erişim sorununun neredeyse kıtlık düzeyine gelmesine yol açtığını aktardı.
ABD'nin Haiti'deki çeteleri 'terör örgütü' ilan etmesinin de ülkedeki gıda krizini derinleştirdiği değerlendirmesi yapan Fatton, Haiti'ye gıda yardımı götürmek isteyen insani yardım kuruluşlarının ve sivil toplum kuruluşlarının (STK) bölgeye giriş için çetelere para ödemesi gerektiğini ancak bu durumda 'teröristlere yardım' suçlaması riskiyle karşı karşıya kaldıklarını söyledi.
Profesör Fatton, 'Tüm bu unsurlar bir araya gelince, siyasi, insani ve ekonomik açılardan felaket boyutunda bir kriz yaşanıyor.' ifadesini kullandı.
Ülkedeki güvenlik durumuyla nasıl başa çıkılacağına dair net bir plan olması gerektiğinin altını çizen Fatton, 'Çetelere karşı bir tür öz savunma yaratılmış olması önemli çünkü polis bu işi gerçekten yapabilecek durumda değil.' diye konuştu.
Çetelerle müzakere olasılığı azalıyorÇeteleri ortadan kaldırmak için yapılması gerekenin uzlaşıya varmak ve konuyla ilgili müzakereler yürütmek olduğunu dile getiren Fatton, çetelerin son dönemde güç kazanmasının bu olasılığı azalttığını belirtti.
Profesör Robert Fatton, 'Belki bir yıl önce, bazı çetelerle müzakere yapmak uzlaşmaya yol açabilirdi ama artık durum değişti.' dedi.
Muhabir: Sercan İrkin,Şilan Turp