İSTANBUL (AA) - Türkiye Multipl Skleroz (MS) Derneği, MS'in az bilinen belirtilerini yapay zekayla hazırlanan sanat eserleriyle anlattı.

Türkiye MS Derneğinin gerçekleştirdiği ve Merck Türkiye'nin desteklediği farkındalık kampanyası, Türkiye MS Derneği Başkanı Doç. Dr. Melih Tütüncü ve Türkiye MS Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serkan Demir'in katılımıyla İstanbul'da düzenlenen basın toplantısında tanıtıldı.

Merkezi sinir sistemini etkileyen ve genellikle 20-40 yaş arasında görülen kronik otoimmün hastalık olan MS, dünya genelinde yaklaşık 3,5 milyon, Türkiye'de ise 70 binin üzerinde bireyi etkiliyor. Toplumda farkındalığı sınırlı olan hastalığa dikkati çekmek için 30 Mayıs Dünya MS Günü kapsamında düzenlenen basın toplantısında, MS hastalığına dair farkındalık projesi kamuoyuyla paylaşıldı.

Etkinlikte, MS tanısı ve hastalık süreciyle ilgili güncel bilgiler aktarılırken, özellikle erken teşhisin hastalığın seyri üzerindeki belirleyici rolü vurgulandı.

MS tanısının her 5 dakikada bir kişiye konulduğu gerçeğinden hareketle geliştirilen "MS'in Belirtilerine Dikkat Et, Farkındalıkla Güçlen" mesajının öne çıkarıldığı toplantıda, MS'li hastaların yaşam kalitesini yükseltmek için toplumsal bilinçlenmenin gerekliliği ve MS'in bireyler üzerindeki fiziksel ve psikolojik etkilerine dikkati çekildi.

Proje kapsamında MS hastalığının toplumda yeterince bilinmeyen semptomları, yapay zeka teknolojisi kullanılarak "MSafeler" teması altında görselleştirilen eserlere yansıtıldı.

MSafeler temalı görsel eserler, Ataşehir'deki Metropol İstanbul AVM'de bir hafta süreyle sergilenerek, ziyaretçilerle buluşacak.

"Tarımın Kadın Yıldızları" bu yılın ilk bezelyelerini hasat etti
"Tarımın Kadın Yıldızları" bu yılın ilk bezelyelerini hasat etti
İçeriği Görüntüle

- "Hastalığın her bireyde farklı belirti ve şiddette görülmesi, tanıyı zorlaştıran faktörlerden biridir"

Türkiye MS Derneği Başkanı Doç. Dr. Melih Tütüncü, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, MS hastalığının sadece fiziksel değil, bilişsel sorunlara da yol açtığını belirtti.

MS'in vücudun her yerini etkileyebildiğini söyleyen Tütüncü, "Omurilik olarak bahsedersek, tabii ki bilişsel kontrollerle beynimizin bir parçası. O yüzden bu hastalara ne kadar erken tanı konursa, o kadar bilişsel alanlarda kötüleşmelerini engelleyebiliyoruz. MS'in en erken dönemlerinde bile yapılan çalışmalarda gösteriyor ki MS hastaları bazen kelime bulmakta, günlük rutinde çok detaylı testler yapıldığında, bilişsel fonksiyonlarda normal insanlara göre biraz daha gerilik olduğu saptanabiliyor. Dolayısıyla bu durumlardaki hastalarda tedavi başlandığı sürece insanların kötüye gitmesini engelleyebiliyoruz, bilişsel ve fiziksel özürlülük gelişmeden hastaları kontrol altında tutmaya çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.

MS'in sinir sistemiyle vücut arasındaki iletişimi bozan, karmaşık seyirli bir hastalık olduğunu vurgulayan Tütüncü, hastalığın her bireyde farklı belirti ve şiddette görülmesinin tanıyı zorlaştıran faktörlerden biri olduğunu, bu nedenle hem toplum hem de sağlık profesyonelleri düzeyinde farkındalığın, tanı, hastalık ve tedavi süreci açısından kritik öneme sahip olduğunun altını çizdi.

MSafeler temalı görselleriyle, hastalığın semptomlarını sanat aracılığıyla görünür kılmaya çalıştıklarını dile getiren Tütüncü, projede yapay zekayla MS'li bir hastanın yaşayabileceği semptomları tarif ettiklerini söyledi.

MS hastalarının yaşayabileceği semptomlardan söz eden Tütüncü, şu bilgileri aktardı:

"Bulanık görme, uyuşma, yürüme bozukluğu, idrar kaçırma, görme bozukluğu, çift görme dengesizlik, ağrılar, elektriklenme bunların hepsini tarif ettik ve yapay zekadan bir hastanın yaşadığı şikayetleri resme dökmesini istedik. MS hastalığının az bilinen semptomlarını görünür kılmak için yapay zeka teknolojisi kullanılarak üretilen görsel eserlerle, bu hastaların günlük yaşamda neler yaşadığını insanlara göstermeye çalıştık. Bu farkındalık projesi hastalığın toplumda bilinmesi açısından önemli. Çünkü hastalığı ne kadar erken tedavi edersek hastalarda o kadar özürlülük gelişmesini engelliyoruz. Bu hastalık ataklar şeklinde ve iz bırakarak gidebiliyor. Bu atakları engellersek kötüleşmeyi de engellemiş olabiliyoruz."

- "Elimizde çok fazla ilacın olması, hastanın sağlığı için çok önemli"

Tütüncü, Türkiye'deki tedavi olanaklarının erişilebilirliği konusuna da değinerek, Türkiye'deki MS ilaçlarının birçoğunun geri ödeme kapsamında olduğunu vurguladı.

Geri ödeme kapsamında "endikasyon değişikliği" denilen bir grubun da varlığına işaret eden Tütüncü, "Orada hastalığı şiddetli seyredenlerde, daha kuvvetli ilaçla daha erken dönemde tedavi edilmesi ve bu tedavinin özel geri ödeme yöntemleriyle ödenmesi imkanı da bulunuyor. Dünyadaki ilaçların birçoğu Türkiye'de var. Hepsi de geri ödeme kapsamında SGK tarafından ödeniyor. Bu yüzden şanslıyız elimizde çok fazla ilacın olması, hastanın sağlığı için çok önemli ve hastanın yararına. Böylelikle hastalarda birçok tedavi opsiyonumuz oluyor. Şu anda günümüzdeki en etkin tedavilerle atakları yüzde 80-85 durdurabiliyoruz." diye konuştu.

- "Spesifik şikayetlerle başvuran hastalarda tanıyı daha kolay koyabiliyoruz"

Türkiye MS Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serkan Demir de MS'in 20-40 yaş aralığında, özellikle kadınlarda daha sık görülen kronik bir nörolojik hastalık olduğuna işaret ederek, hastalığın çok çeşitli belirtilerle ortaya çıkabildiğini anlattı.

Demir, "MS'i, 'bin bir suratlı hastalık' olarak tanımlıyoruz. Çünkü hastalar çok farklı semptomlarla karşımıza çıkabiliyor. Uyuşma gibi subjektif şikayetlerle çeşitli branşlardaki hekimlere başvurmaları tanının gecikmesine yol açabiliyor. Fakat görme bozukluğu gibi daha spesifik şikayetlerle başvuran hastalarda tanıyı daha kolay koyabiliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

MS hastalığının erken teşhis edilebilmesi için farkındalığın öneminli olduğunu vurgulayan Demir, toplumda ve sağlık profesyonelleri arasında farkındalığın artmasının, atak geçiren hastaların nöroloji bölümlerine zamanında ulaşmalarını sağlayacağını belirtti.

Demir, yapay zeka teknolojilerinin MS hastalığının tanı ve takip süreçlerinde giderek daha fazla önem kazandığının altını çizerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"MS hastalığında yapay zeka giderek önemini artırıyor. Hastalarımızın hem tanısını koyarken hem de takiplerini yaparken MR gibi görüntüleme yöntemlerinden fazlasıyla faydalanıyoruz. Bu, hem yeni bir lezyon çıkıp çıkmadığını, yeni bir MS plağı çıkıp çıkmadığını tespit etmekte, hem de bu çıkan lezyonların genişleyip genişlemediğini tespit etmemizde kritik rol oynuyor. Sadece görüntüleme olarak değil, hastanın klinik gidişatını tespit etmekte sinsi ilerleyişi anlamakta, artık çok fazla yapay zeka modalitesi kullanılmakta. Bunların da çalışması yapılmakta. Ülkemizde de bu alanda çalışan hekimler ve teknoloji var. Derneğimizde bu alanda bir çalışma grubu bulunmakta. Bizler de giderek bu alana girmekte, çalışmalarımızda ve rutinimizde yapay zekadan faydalanmaya çalışmaktayız. Bundan sonra da çalışacağız gibi duruyor."

- "Amacımız hastaların yaşam aktivitelerine kaldıkları yerden devam etmelerini sağlamak"

MS tedavisinde üç temel yaklaşımın öne çıktığını söyleyen Demir, öncelikle hastaların geçirdiği ataklara yönelik akut tedaviler uygulandığını, ikinci olarak, hastaların tekrar atak geçirmesini veya mevcut durumlarının kötüleşmesini engellemeye yönelik koruyucu tedavilere başvurulduğunu, üçüncü olarak ise hastaların yaşam kalitesini etkileyen yorgunluk, depresyon, uyku bozukluğu gibi semptomlara yönelik destekleyici tedaviler uygulandığını aktardı.

Demir, bu süreçte multidisipliner yapıda çalışmanın önemine dikkat çekerek, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Depresyonu olan bir hastada bir psikiyatri, psikolog desteği almak, yürüme bozukluğu, denge bozukluğu olan hastada fizik tedavi uzmanı ya da rehabilitasyon fizyoterapist desteği almak çok önemli. Bu sebeple, MS hastalarının hak ettiği tedaviyi alabilmeleri için, multidisipliner yapıları oluşturmak, Türkiye MS Derneği olarak başlıca görevlerimizden. Bizim de bu alanda birçok çalışmamız var. Tedavilerin etkinlikleri arttıkça tabii ki hastaların atak geçirme oranları, kötüleşme oranları azalmakta. Ama asıl amacımız hastaların iş yaşantılarına, günlük yaşam aktivitelerine, kaldıkları yerden devam etmelerini sağlamak ve bu semptomlardan arınmak. Bu anlamda ülkemizde hiç fena bir yerde değil."

Kaynak: AA