ANKARA (AA) - Sanal karakterler artık yalnızca eğlence dünyasının değil, küresel sosyal medyanın da yeni yüzleri haline geliyor. İnsanlar tarafından yönetilen 'VTuber'ların yanı sıra yapay zeka destekli sanal içerik üreticileri markalarla iş birliği yapıyor, izleyiciyle etkileşime giriyor ve milyonlarca kişiye ulaşıyor. Ancak bu yükseliş, beraberinde gerçeklik, güven ve etik sınırlarına ilişkin tartışmaları da getiriyor.
Anadolu Ajansının (AA) 'Gerçekle Sanal Arasında' başlıklı iki bölümlük dosya haberinin sonuncusunda yapay zeka ve bilgisayar destekli sanal içerik üreticilerinin yükselişi, izleyiciyle kurdukları dijital etkileşimler, etik ve güven tartışmaları ile sektörün hızla büyüyen dinamikleri ele alındı.
Sanal içerik üreticileri, geniş kitleleri etkilemek için kullanılan bilgisayar üretimi karakterler olarak öne çıkıyor. Bu karakterler çoğunlukla bilgisayar grafikleri (CGI), ses sentezi, yapay zeka ve hareket yakalama gibi teknolojilerle destekleniyor.
İnsan içerik üreticileri gibi izleyicilerle etkileşime girmek üzere tasarlanan bu kişilikleri diğerlerinden ayıran şey görüntü, ses ve davranışlarının büyük ölçüde algoritmik olarak ve kısmen insan girdileriyle yönetilmesi.
Uzmanlara göre, sanal içerik üreticilerinin yükselişi, dijital dünyada gerçek ile yapay arasındaki çizgiyi giderek daha da bulanıklaştırıyor. Yapay zekayla oluşturulan bu karakterler, kullanıcılarla sürekli etkileşim kurabilmeleri ve kişisel yanıtlar verebilmeleri sayesinde sosyal medya ortamında yeni bir iletişim biçimini ortaya çıkarıyor. Bu durum özellikle genç kuşakların çevrim içi ilişkilerden beklentilerini ve 'gerçeklik' algılarını değiştiriyor.
Araştırmalar, yapay zeka destekli karakterlerin sürekli ulaşılabilir olmalarının kullanıcı davranışlarını etkilediğini, bu karakterlerin duygusal olarak 'her zaman olumlu ve yanıt veren' bir imaj çizdiğini ortaya koyuyor. Bu durum, bazı bireylerde gerçek insan ilişkileriyle dijital etkileşimler arasındaki farkın silikleşmesine neden olabiliyor.
Güven ve şeffaflık konuları, bu dijital figürlerin en çok tartışılan yönleri arasında yer alıyor. Sanal içerik üreticilerinin tamamen insan tarafından mı, yoksa kısmen algoritmalar aracılığıyla mı yönetildiğinin izleyiciye her zaman açık şekilde belirtilmemesi, etik açıdan sorunlu bir alan olarak değerlendiriliyor.
Sanal karakterlerin gerçek etkisiLondra Queen Mary Üniversitesinde Profesör Gareth Tyson, AA muhabirine, VTuber'ların, sanal içerik üretici alanına iyi bir örnek olabileceğini söyledi.
Bu kişilerin hareket yakalama (motion capture) ile bir insan tarafından kontrol edilen bilgisayar üretimi video karakterleri olduğuna işaret eden Tyson, ancak artık, izleyici etkileşimlerine gerçek zamanlı yanıt verebilen, Büyük Dil Modelleri (LLM) gibi teknolojilerle tamamen otomatik çalışan sanal içerik üreticileri/karakterlerin ortaya çıktığını vurguladı.
Bu bağlamda, Japonya merkezli Neuro‑sama, LLM tabanlı yapay zeka sistemiyle izleyici sohbetlerine gerçek zamanlı yanıt verebilen bir VTuber'a örnek gösterilebilir.
Tyson, aşırı kullanımın insanların gerçek dünya algılarını da etkileyebileceği uyarısında bulunarak, 'Sanal karakterler her zaman çevrim içi ve sürekli olumlu yanıt verebiliyor. Bu da gençlerin gerçek insanların daha karmaşık etkileşimlerine uyum sağlamasını zorlaştırabilir.' dedi.
Dünyaca ünlü yapay zekayla oluşturulan içerik üreticisi Lil Miquela, tamamen dijital olarak tasarlanmış bir karakter olmasına rağmen moda markalarıyla işbirlikleri yapıyor. Profesör Tyson'a göre birçok kullanıcı, yaşanmış deneyimleri olmadığı için sanal kişiliklere daha az güven duyuyor ancak skandallara ya da tartışmalı geçmişlere sahip olmadıkları için onları daha güvenilir bulan kesimler de mevcut.
'Sanal içerik üreticileri gerçek olmasa bile arkasında her zaman bir insan ya da ekibi bulunuyor. Bu kişiler kendi ön yargılarını taşıyor ve algoritmaların nasıl çalıştığı çoğu zaman yeterince şeffaf değil. Bu durum, izleyicilerin onlara gereğinden fazla objektiflik atfetmesine yol açabilir.' diyen Tyson, reklam ve pazarlama alanında sanal içerik üreticilerinin giderek daha fazla kullanıldığına dikkati çekti.
Tyson, etik açıdan ise en kritik konunun şeffaflık olduğunu, kullanıcıların bir insanla mı yoksa yapay zeka destekli bir kişilikle mi iletişim kurduğunu bilmesi gerektiğini vurguladı.
Hızla büyüyen sektörde düzenleme ihtiyacıİnsan ünlülerin tamamen ortadan kalkacağını düşünmediğini dile getiren Tyson, 'Gelecekte insan ve sanal kişiliklerin birlikte var olduğu hibrit modeller öne çıkabilir.' diye konuştu.
Bu bağlamda, Güney Kore'de bazı popüler K-pop grupları ve içerik üreticileri, sahnede hem gerçek performans sergileyen insan üyeleri hem de sanal avatarlar kullanarak hibrit gösteriler sunuyor. Örneğin K-pop grubu Plave, sahnede tamamen sanal avatarlar kullanıyor olsa da bu avatarların arkasında gerçek insanlar bulunuyor.
Düzenleme konusunda ise bazı ülkeler adım atmaya başladı. Hindistan, sanal içerik üreticilerinin sponsorlu içeriklerinde şeffaf olmasını zorunlu kılan kurallar belirlerken, ABD Federal Ticaret Komisyonu (FTC) sanal karakterleri resmi destekleyen kişiler olarak tanımlayarak reklam ve sponsorlukta uyulması gereken kuralları açıkladı. Japonya'da ise VTuber içeriklerinin kopyalanması ve türevlerinin yayınlanmasına ilişkin hak sahipliği düzenlemeleri bulunuyor.
Bu konuda Tyson, devlet müdahalesinin bu kadar hızlı gelişen bir alanda yetersiz kalabileceğini, platformların ise daha esnek ve etkili düzenlemeler yapabileceğini ifade etti.
Muhabir: Dilara Karataş