Genel

MHP Genel Başkanı Bahçeli: İtibarı sönük kimi çevrelerin 'Terörsüz Türkiye' hedefini sabote etme çabası yok hükmündedir

MHP Genel Başkanı Bahçeli, 'İtibarı sönük kimi çevrelerin 'Terörsüz Türkiye' hedefini sabote etme çabası, provokasyonlara teşne olma gayreti bizim nazarımızda yok hükmündedir.' dedi.

TBMM (AA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın Bahreyn'in başkenti Manama'da, 'Türkiye ile İsrail arasında Hazar Denizi'nden Akdeniz'e kadar işbirliği göreceksiniz' beyanatı, görev yaptığı ülkeye politik rota çizme densizliğine heves eden bir sefirin ileri düzeyli akıl tutulmasıdır.' dedi.

Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, MHP olarak seferberlik ruhuyla, taviz ve tavsamaya düşmeden, tehire müsaade etmeden, nefes alır gibi çalıştıklarını, milletin her güzel insanına ellerini uzattıklarını ve gönüllerini açtıklarını söyledi. Vatandaşları hem dinlediklerini hem de kendi düşüncelerini dile getirdiklerini ifade eden Bahçeli, yurdun tamamında faal halde olduklarını kaydetti. Bahçeli, siyasi faaliyetleri inançla, heyecanla sürdürdüklerini vurguladı.

9 Ağustos 2025 tarihinden 27 Eylül 2025 tarihine kadar 9 ayrı bölge toplantısını başarıyla gerçekleştirdiklerini anlatan Bahçeli, bu kapsamda 'Asırlık birlik, sonsuz kardeşlik' temasının çağrısı altında, Terörsüz Türkiye Milli Birlik ve Dayanışma Buluşmaları ile vatandaşlarla görüştüklerini, konuştuklarını, gündemdeki konu başlıklarına dair düşüncelerini paylaştıklarını hatırlattı.

Halkın nabzını tuttuklarını, kafalarda biriken soru işaretlerini gidermek için 'Gayret bizden tevfik Allah'tan' anlayışla hareket ettiklerini söyleyen Bahçeli, 'Nitekim müthiş ve müessir sonuçlar aldık. Solgun yüzleri, kararsız ve çelişki içine sürüklenmiş vicdanları dürüst, donanımlı ve samimi dokunuş ve temaslarla tatmin ve teskin ettik.' diye konuştu.

MHP lideri Bahçeli, 24 Ekim 2025'ten itibaren 'tasanı dinlemeye, kaygını anlamaya, sıkıntılarını paylaşmaya geliyoruz' diyerek 'Hayırlı günler komşum' temalı ziyaretleri düzenlediklerini anımsatarak, Türkiye'nin her yerinde, köylere kadar her kapıyı çalacaklarını, her eve gireceklerini, her gönlü kazanacaklarını dile getirdi. Bahçeli, 'Ya dertlere çare olacağız ya da ortak olacağız. MHP ve Cumhur İttifakı'nın hedeflerini açıklayacağız, sorunları dinleyeceğiz, bu sorunlara çözüm yolu bulmanın arayış ve amacında olacağız.' ifadelerini kullandı.

Her haneye huzur ve bereket penceresi açacaklarını, bunun için gecelerini gündüzlerine katacaklarını belirten Bahçeli, dertler sağanak sağanak olsa da kendilerinin hazır olduğunu vurguladı. Bahçeli, 'Sorunlar yumak yumak olsa da gene biz varız ve her zaman milletimizin yanında ve hizmetindeyiz. Biz Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı'yız.' şeklinde konuştu.

Bahçeli, partisinin 'Hayırlı günler komşum' sohbet toplantılarının icra ve ifasında yer alanlara da teşekkür etti.

'Maruz kaldıkları vahşet neredeyse Gazze'yi aratmayacak düzeydedir'

Orta Doğu'dan Kafkaslara, Afrika'dan Güney Amerika'ya, Karayipler'den Güney Asya'ya varıncaya kadar toplumların ve devletlerin sancı içerisinde kıvrandığını belirten Devlet Bahçeli, Sudan'da yaşananlara dikkati çekti.

2023 yılından bu yana Sudan'da hüküm süren, hükümet güçleriyle Hızlı Destek Kuvvetleri arasında devam eden iç savaşın ağır bedelini masum sivil halkın canıyla, kanıyla ödediğini vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti:

'Sudan ordusuyla çatışan, hangi çevrelere taşeronluk yaptığı az çok belli olan Hızlı Destek Kuvvetleri isimli paramiliter oluşumun, geçtiğimiz günlerde kontrolünü ele geçirdiği El Feşir şehrinde sivillere karşı uyguladığı şiddet ve zulüm tek kelimeyle katliamdır. Savunmasız ve masum insanların dramı, maruz kaldıkları vahşet neredeyse Gazze'yi aratmayacak düzeydedir. Siyasi ve ekonomik çıkar merkezli, aynı zamanda dış tazyikli kanlı boğuşmaların Sudan'ın egemenliğini, bunun yanı sıra mücavir ülkelerin siyasi ve toprak bütünlüğünü tehdit ettiği ortadadır. Sudan'da işlenen insanlık suçlarını kınıyor, bu ülkenin birliğe, dirliğe, iç barış ve huzur ortamına bir an evvel kavuşmasını temenni ediyorum.'

'İsrail, sözüne, imzasına, taahhütlerine ve vaatlerine itibar edilmeyecek bir ülke olduğunu tescillemiştir'

MHP Genel Başkanı Bahçeli, bugünün dünyasında savaşların ve çatışmaların ana sahasında masum insanların olduğunu belirterek, sivil ve savunmasız insanların tefrik edilmediği, dikkatle ve teferruatla ayrıştırılmadığı, silahların gölgesinden çıkarılmadığı savaşların adil olmadığı gibi tam manasıyla bir cinayet, toplu katliam ve insanlık suçu olduğunu söyledi. Gazze'de olan ve yaşananın da bu olduğuna dikkati çeken Bahçeli, Mısır'daki 'Şarm el-Şeyh Barış Zirvesi'nde alınan kararların İsrail tarafından çiğnendiğini vurguladı.

Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

'İsrail soykırım sürecini alçakça devam ettirmiştir. Sivil yerleşim yerlerini gene vurmuştur. Geçici ateşkes kararına riayet etmeyen, masumları katletmekten vazgeçmeyen İsrail, sözüne, imzasına, taahhütlerine ve vaatlerine itibar edilmeyecek bir ülke olduğunu tescillemiştir. Ateşkes kararını uyduruk gerekçelerle ihlal eden siyonist eşkıyalık dur durak bilmeden kanlı operasyonlarını ilerletmekte, çıta yükseltmektedir.

Şu rezalete bakar mısınız, ateşkes kararının alınmasından bugüne kadar çoğunluğu kadın ve çocuk olmak suretiyle 254 savunmasız insan hayattan kopartılmıştır. ABD Başkanı'nın Gazze'deki ateşkesle ilgili, 'kırılgan değil, çok sağlam' sözleri de gerçeklerle bağını koparan, hayal alemine dalan, keyfi ve tarafgir konuşan bir siyasetçinin bitmek bilmeyen hezeyanıdır. Madem ateşkes kırılgan değildir, o halde 20 günlük zaman diliminde 254 Filistinlinin kanını döken, soykırıma devam eden deccal ülkenin hunhar saldırıları nasıl izah ve ifade edilecektir? Soykırım suçlusu İsrail'in ateşkes kararını paravan gibi kullanarak ve bu konuda stratejik rehavet ortamı inşa ederek saldırganlıkta ısrar etmesi ikiyüzlülük, fırsatçılık, kalleşlik ve insanlık düşmanlığıdır.'

'Ülkemizde görev yapan dış misyon görevlilerinin yerini yurdunu bilmesi lazımdır'

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın sözlerine değinen Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:

'ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın Bahreyn'in başkenti Manama'da, 'Türkiye ile İsrail arasında Hazar Denizi'nden Akdeniz'e kadar işbirliği göreceksiniz' beyanatı, görev yaptığı ülkeye politik rota çizme densizliğine heves eden bir sefirin ileri düzeyli akıl tutulmasıdır. Henüz daha Gazze soykırımının hesabı görülmemişken, suçlular hesap vermemişken, iki devletli model gerçekleşmemişken bu sefir, İsrail ile işbirliği içinde olacağımızı neye dayanarak, hangi hak ve yetkiyle iddia etmektedir? Ülkemizde görev yapan dış misyon görevlilerinin yerini yurdunu bilmesi lazımdır. Had ve hudut aşımına asla girmemeleri asıldır, kaçınılmazdır. Türkiye Cumhuriyeti, soykırımcıların defteri dürülmeden, ilişkilerde yeni ve temiz bir sayfa açacak kadar hakikate, mazlum Filistinli kardeşlerimizin hukukuna yüz çevirmez, çeviremez. Hak yerini bulmalı, insanlık vicdanı müsterih olmalı, adalet tecelli etmelidir.'

MHP Genel Başkanı Bahçeli, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğüne kavuşmuş, iç siyasi istikrar ve demokratik işlerliğe ulaşmış, bunun yanı sıra Birleşmiş Milletler'de tam üyelik statüsünü elde etmiş bir Filistin Cumhuriyeti'nin hem bölge barışı hem de dünya barışı adına ikamesi olmayan bir mecburiyet olduğunu dile getirerek, 'İnşallah karanlık dönem bitecek, şafak sökecek, cani soykırımcılar döktükleri şehit ve masum kanların damla damla hesabını burunlarından gelesiye kadar vereceklerdir.' değerlendirmesinde bulundu.

'İtibarı sönük kimi çevrelerin 'Terörsüz Türkiye' hedefini sabote etme çabası, bizim nazarımızda yok hükmündedir'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'Maksadı bulanık, bakışı dağınık, iradesi çarpık, iddiası güdük, itibarı sönük kimi çevrelerin 'Terörsüz Türkiye' hedefini sabote etme çabası, duygusallıkları kaşıyarak provokasyonlara teşne olma gayreti bizim nazarımızda yok hükmündedir.' dedi.

Bahçeli, MHP'nin olaylara 'milletin engin bakış noktasından, haysiyet ve hassasiyet çizgisinden' baktığını belirtti.

Hayat ve siyasetin kafa karıştıran ters akıntılarla dolu bir deniz olduğunu söyleyen Bahçeli, 'Sabır, sebat, metanet, muhabbet ve olgunluk ise akıl çelen arsız köpükleri göğüsleyen birer yalçın kayalıktır. Yılan, yorulan, ürken, sinen, korkan, kaçan, saklanan değil, sorunlara meydan okuyan cesaret ve dirayetle yalçın kaya gibi duracağız. Başka gemilerin dümen suyuna kapılmadan, alabora olmadan, fırtınalı denizleri birer birer aşmanın, kalıcı barış ve huzuru sağlamanın şaşmaz ve sarsılmaz amacındayız. Maksadı bulanık, bakışı dağınık, iradesi çarpık, iddiası güdük, itibarı sönük kimi çevrelerin 'Terörsüz Türkiye' hedefini sabote etme çabası, duygusallıkları kaşıyarak provokasyonlara teşne olma gayreti bizim nazarımızda yok hükmündedir.' ifadesini kullandı.

Devlet Bahçeli, Türkiye'nin terörle anılan bir ülke olmaktan hızla kurtulmaya doğru adım adım ilerlediğini vurgulayarak, ''Terörsüz Türkiye' hedefini durduracağını zannedenlerin, buna dair siyasi plan yapanların üzerinde durdukları zemin kaydıkça daha çirkefleşmeleri, beklenen ve öngörülen bir durumdur.' sözlerini sarf etti.

Osmanlı İmparatorluğu'nda düzen bozucu faaliyetlere 'fesat çıkarmak' denildiğini hatırlatan Bahçeli, 'İşte bu fesat zihniyeti yeniden hortlak gibi dolaşmaya başlamış, terörü adeta geçim ve ümit kapısı olarak telakki ettiklerini utanmadan, sıkılmadan, hiç de yüzleri kızarmadan teyit etmişlerdir. Fitnenin, fesadın borusunu çalanlar aynı zamanda terörün yanında yöresinde kurnazca hizalanan aymazlar ve ahlaksızlar korosudur. Ok yaydan çıkmış kutlu hedefe kilitlenmiştir. 'Terörsüz Türkiye', ayağındaki paslı zincirleri kıran muktedir Türkiye'dir. 'Terörsüz Türkiye', huzur ve barış içinde yaşayan mutlu Türkiye'dir. 'Terörsüz Türkiye', muazzam bir kardeşlik ve kucaklaşma sahnesi olacak muvaffak, muzaffer ve muteber Türkiye'nin nişanesidir.' diye konuştu.

'Komisyon'dan seçilecek milletvekilleri İmralı'ya gitmeli'

TBMM'de kurulan 'Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun çalışmalarının sonuna geldiğine dikkati çeken Bahçeli, şunları kaydetti:

'Bu komisyon 5 ağustos 2025 tarihinden bugüne kadar gayet verimli, yapıcı, sorumlu ve iyi niyetli toplantılarını gerçekleştirmiştir. Ümit ediyorum ki bu kapsamda belirlenecek ve çerçevesi çizilecek yol haritası mucibince hukuki, siyasi ve demokratik atılımlar geniş ve gerçekçi bir mutabakat düzleminde temin edilecektir. Elbette PKK'nın kurucu önderliğinin son düzlükteki görüş, düşünce ve kanaatleri alınmalı, konuyla ilgili günlerdir yapılan kısır tartışmalar sonlandırılmalıdır. İmralı ile Edirne ihtilafı çıkarmanın, 'Terörsüz Türkiye' hedefini baltalamanın arayış ve anlayışında olan bazı medya kuruluşlarının, sipariş ve sivri görüşleri seslendiren sözde uzmanların nereye hizmet ettiklerini çok iyi biliyoruz. Hem Öcalan'ın hem de Demirtaş'ın arasına mayın döşemek suretiyle 'Terörsüz Türkiye' adımlarını kösteklemeye çalışanların potansiyel hazımsızlıklarını görüyor, hiç kimsenin de bu oyuna gelmeyeceğini değerlendiriyoruz.

Atatürk'ün partisini Ankara'dan uzaklaştırıp önce Saraçhane'ye, sonra Silivri'ye, ardından batı başkentlerine telkin ve tembihlerle ite ite sürükleyen, hatta hapseden cahil, köksüz, kimliksiz ve işbirlikçi güruhun kurguları ve kumpasları şüphesiz boşunadır. Sosyalist CHP'yi ikna edebilirler, ama Türkiye'yi ikna edemezler, karşımızda asla duramazlar. Bir kez daha ve ısrarla söylemem lazım gelirse, Meclis'te kurulan Komisyon'dan seçilecek milletvekillerinin İmralı'ya giderek ilk ağızdan ve ilk elden ihtiyaç duyulan mesajları alması süreci çok daha güçlendirecektir. Milliyetçi Hareket Partisi böylesi bir heyete katılmaya hazırdır. Korkuya, kaygıya, çekinmeye, çelişkide bocalamaya gerek yoktur. Bugüne kadar İmralı sözünü tutmuş, açıklamalarının arkasında durmuştur.'

MHP Genel Başkanı Bahçeli, 27 Şubat Barış ve Demokratik Toplum Çağrısının hitabındaki gelişmelere dikkatle bakıldığında ne demek istediğinin anlaşılacağını söyledi.

PKK'nın Türkiye'den tamamen çekildiğini duyurmasının, 'Terörsüz Türkiye' hedefinde kayda değer gelişmelerin tezahür ettiğini gözler önüne serdiğini belirten Bahçeli, 'Umutlu olmamız, gelecekten heyecan duymamız için pek çok sebebimiz vardır ve ortadadır. Biz bardağın dolu kısmına bakıyor, eften püften, sudan ve kıytırık bahanelere sığınarak 'acaba' sorusunu kafamızda tutmuyor, kuşkulu bir pozisyon almıyoruz. Doğru sözlü, iyi fikirli, yüce gönüllü, yumuşak huylu ve ağır başlı hareket ederek anlamsız ve içi boş güç ve enerji kaybına göz yummuyoruz ancak temkin ve tedbiri de elden bırakmıyor, ihtiyatlı iyimserliğimizi sonuna kadar muhafaza ediyoruz.' değerlendirmesinde bulundu.

Terör örgütünün varlığı lağvedildikten sonra örgütün silahlarıyla SDG/YPG'ye katılma durumuna vurgu yapan Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Bu terör örgütü yapılanmasının Suriye merkezi yönetimiyle entegrasyon müzakereleri devam ederken ayrı bir tümen kurma taleplerini milli güvenliğimize doğrudan bir tehdit olarak değerlendiriyoruz. PKK'nın başka bir cinayet ve melanet bedene girerek varlığını sürdürmesi, 'Terörsüz Türkiye' ve 'Terörsüz Bölge' hedefleriyle ters düşecek, baştan ayağa çelişecektir. Türkiyemizin ve Suriye'nin siyasi ve toprak bütünlüğüne karşı oluşacak yakın tehlikenin birebir takibiyle birlikte sahada önüne geçilmesi akut bir ihtiyaç olarak karşımızdadır. Şunu da herkesin bilmesinde yarar görüyorum, Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı arasında 'Terörsüz Türkiye' hedefi etrafında ne bir görüş ayrılığı ne de siyasi bir ihtilaf asla, kat'a söz konusu değildir. Ne tuhaf bir garabet haldir ki Cumhur İttifakı'nda sürekli kriz izi sürüyorlar. 'Çatlak var' demekten bıkmadılar, 'cam çerçeve kırıldı' demekten usanmadılar, 'koptu kopacak', 'bitti bitiyor' yalanlarından hiç dönüş yapmadılar.

Biz çeliğe su verdikçe, biz vatan ve millet aşkında tek yürek oldukça CHP'sinden diğer muhalefet partilerine, yarım porsiyon aydınlardan fikri saplantı içinde sarkaç gibi gidip gelen fuzuli yorumculara, bir kısım köşe yazarıyla sosyal medya tetikçilerine kadar niyet okuyucuları papatya falı açıyorlar çünkü 15 Temmuz'un karanlık gecesinde kutup yıldızı misali parlayıp meydanlarda anıt gibi kurulan böylesi ahlaki ve fazıl bir siyasi ittifaka bünyeleri alışkın değil, akılları almıyor, seciyeleri bir türlü yetmiyor. Eniği cücüğü, ipsizi sapsızı, yandaşı yoldaşı 'Cumhur İttifakı çöktü, çökecek' derken ne hikmetse yorgunluk emaresi göstermediler. Cumhur İttifakı'nı oluşturan partilerin tüzel kişiliği, dünya görüşleri, siyasi mazileri, küresel gelişmeleri ve Türkiye'yi yorumlama biçimleri tabiatıyla farklıdır, bu da son derece doğaldır. Fakat Cumhur İttifakı'nın hepsinden önemli, belki de inatla üzeri örtülmek istenen bir özelliği ise Türkiye ve Türk milleti sevdasının aşılmaz kalesi, hesabi değil hasbi ve harbi birlikteliğin serdengeçti iradesi olmasıdır. Cumhur İttifakı bayraktır, vatandır, millettir, dünyayı Türkçe okuyan, ihanete ve zulme kahramanca direnen Kızılelma ruhu, İ'la-yı Kelimetullah şuurudur.'

'29 Ekim'de Anıtkabir'e gitmememizin nedeni insani bir halden kaynaklanmış olamaz mı?'

29 Ekim'de Anıtkabir'deki törenler ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki resepsiyona katılmaması üzerine yapılan yorumlara dikkati çeken Bahçeli, şunları paylaştı:

'Külliye'deki Cumhuriyet resepsiyonunu neden protesto etmişim. Yok Kıbrıs politikasında derin anlaşmazlık varmış, yok gözünün üstünde kaşın varmış, yok öyleymiş yok böyleymiş. Geçiniz beyler geçiniz, iddia sahiplerinin hepsi çuvalladı, yine ters köşeye yattı. Zahmet olmazsa sahte ve kaotik görüşlerinizi Cibali Karakolu'na gidip anlatın. Galata Köprüsü'nü satarken yakayı ele veren Sülün Osman hayatta olsaydı bu kadarına da 'pes doğrusu' diyerek tasını tarağını topladığı gibi terk-i diyar eylerdi. 29 Ekim'de Anıtkabir'e gitmememizin nedeni insani bir halden kaynaklanmış olamaz mı? O gün için özel bir durumla muhatap kalmamız ihtimal dışı mı? Bundan dolayı belki de turnusol kağıdı gibi kimin kiminle iş çevireceğini, ne söyleyeceğini, kafasının içindeki spekülasyonların deşifresi için bir imtihan vesilesi, bir test vetiresi, bir öğrenme veçhesi olarak görmüş ve düşünmüş olamaz mıyız?

Anıtkabir'e haydi gidemedik, peki resepsiyona katılınca bu defa da Anıtkabir'i protesto etmiş gibi takdim edilmeyecek miydik? Anıtkabir'deki törene gitmeyince resepsiyona katılmak ne kadar doğru, dengeli ve isabetli bir davranış olarak değerlendirilirdi? Peki Anıtkabir'e gitmeyip de koşa koşa resepsiyona katılanları, boy boy fotoğraf karesi servis edenleri görmemek ayıplı ve alçalmış bir çifte standart değil midir? Ben az söyledim, tezvirata ve tefrikaya yatırım yapan güruh çok anlasın, eğer anlayabilirse, eğer takatleri yeterse. Tilkiye sormuşlar, 'Seni tavuk çiftliğine müdür yapalım mı?' 'Güleceğimi tutamıyorum, maaş falan da istemem, gönüllü çalışırım.' diye cevap vermiş. Malum ve mahut çevrelerin 29 Ekim'deki tablodan mütevellit zannederim güleceklerini tutamadıkları da aşikardır. Tıynetini çok iyi bildiğimiz bir gazeteci, merhum Server Yesari Bey'in Hisarbuselik şarkısını 'Dinlemeye ne dersiniz?' diyerek, 'Arada hadiseler var, MHP ile AK Parti'nin bağı kopar mı?' başlıklı bir köşe yazısını geçen pazar günü kaleme almış.'

AK Parti ile aralarında bir hadise değil, iki tarafı sımsıkı saran ve kuşatan bir hakikat olduğunu dile getiren Bahçeli, akıl ve vicdanları ipotekli olanların bunu anlamasının mümkün olmadığını vurguladı.

Bahçeli, 'Dedikodunun gönüllü havarilerine, fesadın canlı cesetlerine, FETÖ'cü hainlerin yalan ve iftira dolu sözlerine eyvallah edersek, Türk ve Türkiye Yüzyılı'ndan dönersek, kaynağını Türk-İslam ülküsünde bulan Türk milliyetçiliğinden ödün verirsek, şimdi birileri kulağını açıp dinlesin, gök girsin kızıl çıksın. Cumhur İttifakı yoluna devam edecek, tarihi mücadelesini sürdürecek, yeni yüzyılın çatısını el birliği, güç birliği, hedef birliği, inanç birliği, ülkü birliği eşliğinde imanla örecektir.' dedi.

2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi Kanun Teklifi ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi ile 2024 yılı Sayıştay raporlarının görüşmelerinin Plan ve Bütçe Komisyonu'nda başladığını anımsatan Bahçeli, 'İstikrar ve refah bütçesi olarak tanımlanan 2026 yılı bütçesinin milletimize, ülkemize, devlet ve toplum hayatımıza hayırlı olmasını diliyorum. Milletvekillerimizin komisyon görüşmelerini yakından izlemelerini, görüş ve düşüncelerini açıklamalarını, anlamsız ve faydasız münakaşalardan kaçınmalarını temenni ediyor, hepinizden bunu bekliyorum. Başarılı ve verimli bir bütçe sürecine pozitif katkılarda bulunmanız, Cumhur İttifakı'nın siyasi doğasına müzahir hareket etmeniz sizlerden özellikle ricamdır.' ifadesini kullandı.

Grup toplantısının ardından bir gazetecinin 'Anayasa Mahkemesinin Selahattin Demirtaş ile ilgili kararını' sorması üzerine Bahçeli, 'Sayın Selahattin Demirtaş hukuki yoldan sonuca ulaşmıştır, tahliyesi Türkiye açısından hayırlara vesile olacaktır.' yanıtını verdi.

Azerbaycanlı Prof. Dr. Aysel Sadak İltaş da grup çıkışında Devlet Bahçeli'ye Haydar Aliyev'in hayatını konu alan 'İnsan Yüreği ile Haydar Baba' kitabını hediye etti.


Muhabir: Aykut Yılmaz,Betül Bilsel