İSTANBUL (AA) - Medicana Çamlıca Hastanesi Nöroloji Bölümü'nden Uzm. Dr. Selda Özşahin, Multiple Skleroz (MS) hastalığının doğru takip ve yaşam tarzı düzenlemeleriyle yönetilebilir bir hastalık olduğunu belirtti.

Hastaneden yapılan açıklamaya göre, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen ve özellikle 20-40 yaş arası kadınlarda daha sık görülen nörolojik hastalıklardan MS, merkezi sinir sistemini etkileyerek beynin ve omuriliğin vücutla iletişimini bozuyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Uzm. Dr. Selda Özşahin, 30 Mayıs Dünya MS Günü dolayısıyla hastalığa ilişkin önemli bilgileri ve güncel tedavi yaklaşımlarını değerlendirdi.

Sabiha Gökçen Havalimanı, Flyadeal'ın ilk Riyad uçuşunu karşıladı
Sabiha Gökçen Havalimanı, Flyadeal'ın ilk Riyad uçuşunu karşıladı
İçeriği Görüntüle

MS belirtilerinin kişiden kişiye değişebileceğine değinen Özşahin, görme kaybı, kas güçsüzlüğü, denge kaybı, konuşma bozuklukları ve uyuşmalar gibi semptomların zamanla ilerleyebildiğini, en yaygın ve zorlayıcı semptomlar arasında nedeni açıklanamayan yorgunluğun yer aldığını aktardı.

Özşahin, "MS hastalarının pek çoğu, dışarıdan sağlıklı görünür. Ancak bu kişiler, günlük yaşamlarında yoğun yorgunluk, konsantrasyon güçlüğü, depresyon ve iş gücü kaybı gibi görünmeyen sorunlarla mücadele eder. Bu nedenle hastalığın sadece fiziksel değil, psikolojik ve sosyal yönlerini de göz önünde bulundurmak gerekir." ifadelerini kullandı.

- "Sağlıklı doğum yapabilirler"

MS hastalarının gebe kalmasında herhangi bir engel bulunmadığını belirten Özşahin, gebelik sürecinin hastalığın seyrine olumsuz bir etkisi olmadığını ve MS hastalarının planlı gebelikle sağlıklı doğum yapabildiğini kaydetti.

Özşahin, gebelikte atak sıklığının genellikle azalmasına rağmen doğum sonrası 3 ay içinde bu riskin bir miktar artabileceğini, bu nedenle doğum sonrası dönemin yakından takip edilmesi ve ihtiyaç halinde tedavi planının yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirtti. Emzirmenin atak riskini artırmadığına işaret eden Özşahin, gebelik planlayan MS hastalarının mutlaka nöroloji ve kadın doğum uzmanlarının ortak takibinde olması gerektiğini vurguladı.

- "D vitamini düzeyi düşük bireylerde MS görülme riski daha yüksek"

Son yıllarda yapılan araştırmaların, MS'de D vitamini eksikliğiyle hastalık riski arasında güçlü bir ilişki olduğunu gösterdiğini aktaran Özşahin, şunları kaydetti:

"D vitamini düzeyi düşük bireylerde, MS görülme riski daha yüksek. Bu nedenle D vitamini takibi ve gerektiğinde takviyesi, tedavi sürecinin önemli bir parçası haline geldi. Bağırsak mikrobiyotası da MS hastalarında ilgi çeken bir alan. Bağışıklık sisteminin büyük kısmı bağırsakta yer aldığı için probiyotik açısından zengin, lifli ve dengeli beslenme öneriliyor. Anti-inflamatuar diyetler de MS yönetiminde öne çıkıyor. Omega-3'ten zengin, işlenmiş gıdalardan uzak, taze sebze-meyve içeriği yüksek beslenme şekli, inflamasyonu azaltarak hastalık seyrine olumlu katkıda bulunabilir."

Özşahin, MS tedavisinde atakları kontrol altına almak ve bireysel şikayetleri hafifletmek için çok yönlü yaklaşım gerektiğine değinerek, "Fizyoterapi, psikolojik destek, sosyal rehabilitasyon gibi destek tedavileri, büyük önem taşıyor. Tedavi kadar, hastanın yaşam kalitesini yükseltmek de hedefimiz. MS, doğru takip ve yaşam tarzı düzenlemeleriyle yönetilebilir bir hastalık." değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: AA