İSTANBUL (AA) - Maldivler Cumhurbaşkanı Muhammed Muizzu, 2023 başkanlık seçimlerini Halkın Ulusal Kongresi (PNC) partisinin adayı olarak kazandı.
Muizzu, göreve geldikten kısa bir süre sonra, Hindistan tarafından Maldivler'e hibe edilen helikopterlerin işletilmesi için adada bulunan Hint askeri personelinin ülkeden çekilmesi talimatını verdi.
Nisan ayında İsrail pasaportu sahiplerinin Maldivler'e girişini yasaklayan Muizzu, uluslararası sularda insani yardım taşıyan sivil gemilere yönelik İsrail saldırılarını 'uluslararası hukuka hakaret' olarak nitelendirdi.
Muizzu, İsrail'in 8 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'deki Filistin halkına uyguladığı soykırım ve uluslararası toplumun İsrail'e karşı etkisizliğine ilişkin AA muhabirinin sorularını yazılı yanıtladı.
Maldivler Devlet Başkanı Muizzu, uluslararası hukukun bir anlamı olması için bu hukukun tüm ülkelere eşit biçimde uygulanması gerektiğini vurgulayarak, 'Uluslararası toplum artık kınama sözlerinin ötesine geçmeli ve uluslararası hukukun tarafsız biçimde uygulanmasını sağlamalıdır. İsrail'in bu tür suçların tolere edilmeyeceğini anlaması için siyasi baskı, yaptırım ve kısıtlamalar yoluyla hesap vermeye zorlanması gerekiyor.' ifadelerini kullandı.
Gerçek egemenliğin, bir ülkenin büyüklüğüyle ya da askeri gücüyle değil, baskı altında dahi vicdanına sadık kalabilme iradesiyle ölçüleceğini kaydeden Muizzu, büyük güçlerin çıkarlarına bağlı olmadıkları için küçük devletlerin ahlaki netlikle konuşabilme özgürlüğüne sahip olduklarını ifade etti.
Muizzu, Maldivlerin Filistin'le dayanışmasına dair on yıllardır devam eden geleneğini hükümetinin de devam ettireceğinin altını çizerek, şunları aktardı:
'İsrail pasaportu sahiplerinin Maldivler'e girişini yasakladık. İsrail'e karşı açılan Uluslararası Adalet Divanı davasına katıldık. 1967 sınırlarına dayalı, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti çağrımızı sürdüreceğiz. Filistin'in Birleşmiş Milletler'de (BM) tam üyeliğini desteklemeye devam edeceğiz. Uluslararası platformlarda aktif biçimde yer alarak Filistin davasının asla unutulmamasını ve adaletin mutlaka tecelli etmesini sağlamaya çalışacağız. Filistin özgür olana kadar bizim görevimiz tamamlanmış sayılmaz.'
BM ve uluslararası mahkemeler gibi kurumların, doğaları gereği zayıf olmadığını ancak güçlü devletlerin onları amaçlandığı şekilde işlev göstermelerine izin vermemesi nedeniyle zayıflatıldığına dikkati çeken Muizzu, bazı hükümetlerin ticari veya güvenlik çıkarları nedeniyle kendilerinin bu kurumlarda kısıtlandığını hissetmesine karşın liderliğin böyle anlardaki tutumla sınandığını belirtti.
'İlkelerin kar uğruna feda edilebileceği fikrini kesinlikle reddediyoruz'Maldivler gibi küçük bir ülkenin İsrail'e karşı kararlar aldığında bunun sembol olmanın ötesinde bir ilke beyanı olduğuna işaret eden Muizzu, tek başına kalsa bile Maldivler'in duruşunun değişmeyeceğini ancak daha fazla ülke bu tür kararlı duruşlar sergilerse, ortaya çıkacak kümülatif etkinin görmezden gelinemeyeceğini vurguladı.
Muizzu, hiçbir ekonomik çıkar veya stratejik hesabın, bir soykırım karşısında sessiz kalmayı asla meşrulaştıramayacağına değinerek, 'Eğer maddi kazanç veya siyasi kolaylık, masum erkek, kadın ve çocukların hayatlarından daha ağır basıyorsa, o zaman küresel toplum olarak ahlaki pusulamızı kaybetmişiz demektir.' değerlendirmesinde bulundu.
İlkelerin kar uğruna feda edilebileceği fikrini kesinlikle reddettiğini ve cesaretin gerektiğinde adaleti avantaja değişenlerin, 'zulmün yanında duranlar' olarak hatırlanacağı uyarısında bulunan Muizzu, 'Gerçek egemenlik, bir ülkenin büyüklüğüyle ya da askeri gücüyle değil, baskı altında dahi vicdanına sadık kalabilme iradesiyle ölçülebilir.' ifadesini kullandı.
Muizzu, Maldivler için egemenliğin, vicdanla uyumlu biçimde hareket etme özgürlüğü demek olduğunu ve en küçük ulusların bile adaleti seçerek insanlığa karşı sorumluluğunu dünyaya hatırlatabileceğini ifade etti.
'Maldivler, Filistin halkının yanında durmaya devam edecek'İsrail pasaportu sahiplerine giriş yasağı getirme kararının kolay alınmadığını ve bunun adalet konusundaki kararlılıklarını politikalarıyla uyumlu hale getirme yönünde kasıtlı bir tercih olduğuna işaret eden Muizzu, bu kararın etkisinin hemen somut sonuçlar vermesiyle değil, bir liderlik örneği teşkil etmesiyle ölçülmesi gerektiğini kaydetti.
Muizzu, Filistin'in Maldivler halkının kalbinde özel bir yeri olduğunu ve ülkesinin Ekim 2023'ten önce de Filistin halkının devlet kurma ve kendi kaderini tayin etme hakkını savunduğunu anımsatarak, ifadelerini şu şekilde tamamladı:
'İsrail'in suçlarına yönelik hesap verebilirlik hala sağlanamadı. Bunun nedeni, çok sayıda devletin ahlaki netliği bir kenara bırakıp siyasi çıkarlarını öne koyması. Uluslararası hukuk düzenini korumak için mekanizmalar var ancak güçlü ülkeler İsrail'i yaptırımlardan koruduğunda bu mekanizmalar zayıflıyor ve adalet gecikiyor. Bağlayıcı kararlar alındığında bile, bunları uygulamak için ortak bir irade olmadığında, bu kararlar boş birer jestten öteye geçemez. Maldivler ise kendi payına, adalet ve özgürlük gerçekleşene kadar her platformda Filistin'in sesini yükseltmeye ve Filistin halkının yanında durmaya devam edecektir.'
Muhabir: Halil İbrahim Medet