İSTANBUL (AA) - İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emel Alphan, bebeklerde ve çocuklarda kuru baklagil tüketiminin, kronik hastalıkların önlenmesinde etkili olabileceğini belirtti.
Üniversiteden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Emel Alphan, çocuklarda kuru baklagil tüketiminin sağlıklı ve dengeli beslenme açısından önemli olduğunu kaydetti.
Bakla hariç tüm kuru baklagil türlerini bebeklerin 7. ve 8. aydan sonra yaşına göre önerilen miktarlarda tüketmesi gerektiğini aktaran Alphan, "Kuru baklagiller, aynı zamanda beslenmeyle ilişkilendirilen birçok kronik hastalığın önlenmesinde koruyucu rol oynamaktadır." ifadesini kullandı.
Alphan, koruyucu etkilerin; kuru baklagillerin yağ içermemesi, kan şekerinin yükselmesini yavaşlatıcı özelliği, prebiyotik olması, zengin fitokimyasal bileşenlere sahip olması ve yüksek lif içermesi olduğuna işaret ederek, "Düzenli kuru baklagil tüketiminin obezite, kardiyovasküler hastalıklar ve kolon kanseri gibi sağlık sorunlarının riskini düşürdüğü çalışmalarla ortaya konmuştur. Aynı zamanda prebiyotik özellikleriyle bağırsaklardaki probiyotiklerin varlığını ve çoğalmasını teşvik ederek, sindirim sistemi sağlığının korunmasına katkı sağlar." değerlendirmesini yaptı.
Bebeğin gelişimine ve anne sütü alma durumuna göre kuru baklagillere geçiş süresinin belirlenebileceğini anlatan Alphan, Türkiye Beslenme Rehberi'nin önerisine atıfta bulunarak, kırmızı-yeşil mercimek, nohut, fasulye gibi kuru baklagiller, 7. ve 8. aylarda sebze pürelerine, çorbalara ezilerek eklenmesi ve daha sonra tek başına verilebileceği yönündeki bilgiyi anımsattı.
Alphan, anne sütü almayan bebeklerde 7. aydan sonra kuru baklagillerin tüketiminin, anne sütü alan bebekler için ise 8. ayda tüketilmeye başlanmasının önerildiğini vurguladı.
Türkiye Beslenme Rehberi'nde 2-3 yaş için haftada 1 çocuk porsiyonu, 4-6 yaş için haftada 1-2 çocuk porsiyonu; 7-10 yaş için haftada 3 yetişkin porsiyonu; 11-18 yaş için haftada 3 yetişkin porsiyonu tüketiminin önerildiğine dikkati çeken Alphan, şunları kaydetti:
"Daha küçük çocuklar için haftalık veya günlük tüketim önerisi bulunmamaktadır. Bir porsiyon kuru baklagil 4-5 yemek kaşığı (yaklaşık eşittir 130 gram) haşlanmış nohut, kuru fasulye, barbunya, mercimek ve börülceye eş değerdir. Çocuklar için yetişkinlik döneminde verilebilen porsiyon miktarının yarısıyla kuru baklagil denemesine 7. ve 8. aylarda mercimekle başlanabilir. Nohut ve kuru fasulye gibi gaz yapıcı özelliği daha yüksek olan kuru baklagillerin mercimekten sonraki süreçlerde doğru pişirme yöntemleriyle ve kabukları soyularak (gaz yapıcı özelliği kabuklarındadır) tüketilmesi sağlanmalıdır."
- "Eksik aminoasitler tahıllarla tamamlanabiliyor"
Alphan, kuru baklagillerde triptofan, kükürtlü amino asitler ve tirozin gibi bazı elzem aminoasitlerin sınırlı miktarda bulunduğunu ifade ederek, eksik aminoasitlerin tahıllarla tamamlanabileceğini belirtti.
Süt ürünlerinin de tahıl ve kuru baklagillerle birlikte tüketilmesinin, öğünün protein kalitesinin yükselteceğini aktaran Alphan, şöyle devam etti:
"Kültürümüzde yer alan kuru fasulye, pilav ve ayran üçlüsü buna en güzel örnektir. Ezogelin çorbaya katılan mercimek, pirinç ve bulgur protein kalitesi artmış besleyici bir çorbadır. Çocukların sevebileceği şekillerde çorbalarla (sütlü mercimek çorbası, erişteli yeşil mercimek çorbası), tatlılarla (kuru fasulye tatlısı ve keki ile aşure), leblebi, salata (nohut, yeşil mercimek ve börülce salatası, humus), köfte şeklinde (yeşil mercimek köftesi 'falafel' ve kırmızı mercimek köftesi) tüketimi kolaylaştırılabilir."
Alphan, kuru baklagillerdeki demirin vücutta kullanılabilirlik oranının düşük olduğunu aktararak, C vitaminiyle kuru baklagillerin birlikte tüketilmesinin ve sebzeli kuru baklagil yemeklerinin tüketilmesinin demir emilimini arttıracağı bilgisini paylaştı.
Baklanın 2 yaşından küçük bebekler için kesinlikle kaçınılması gereken besinler arasında yer aldığı uyarısında bulunan Alphan, "Bakla, 'favizm' adı verilen bir hastalığın tetikleyicisi olabilir. Favizm, glukoz 6 fosfat dehidrogenaz (G6PD) adlı enzimin eksikliği nedeniyle ortaya çıkmaktadır. G6PD eksikliği, özellikle 2 yaş altı bebeklerde yaygın olarak görülür ve bakla tüketimi, kırmızı kan hücrelerinin aniden parçalanmasına yol açarak ciddi kansızlık nedeni olabilir. Favizm durumunda hayatı tehdit edebilecek bir anemiyle karşılaşılmaktadır." ifadelerini kullandı.
Alphan, soya fasulyesinin ve soya ürünlerinin (soya kıyması ve eti, soya sütü, tofu gibi) içeriğindeki östrojen ön maddeleri sebebiyle çocukluk çağında tüketiminin sınırlandırılması ve aşırıya kaçılmaması gereken besin olduğunu vurguladı.