BURSA (AA) - Bursa'da mali müşavirlik yapan 41 yaşındaki Halil Demirci'ye, 6 yıl önce yüksek tansiyon nedeniyle böbrek hastalığı teşhisi konuldu. Grip olduğunu düşünerek ocak ayında hastaneye başvuran Demirci, böbrek yetmezliği yaşadığını öğrendi.
Kentteki özel bir hastaneden Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edilen Demirci, yaklaşık 10 ay diyaliz tedavisi gördü.
Organ nakil yetkililerinin teşviki ve bilgilendirmesiyle nakil önerisinin ardından kayınvalide, damadına böbreğini vermek için gönüllü oldu.
Yapılan tetkiklerde dokular uyumlu olunca hastanenin organ nakli sorumlu cerrahı Prof. Dr. Murat Demirbaş öncülüğündeki ekip tarafından kayınvalideden damadına böbrek nakli yapıldı.
Sekiz günlük tedavisinin ardından taburcu edilen Halil Demirci, sağlığına kavuşmanın mutluluğunu yaşıyor.
'Hiçbir zaman damat olarak görmedim'
Böbreğini bağışlayan kayınvalide R.G, AA muhabirine, damadına böbrek yetmezliği teşhisi konulunca ailece çok üzüldüklerini, dokularının uyumlu olduğu haberini aldıklarında da sevindiklerini söyledi.
Yıllar önce organlarını bağışlama kararı aldığını belirten kayınvalide, 'Yaşarken de birine lazım olursa tabii ki verecektim. Yapacak bir şey yok çünkü biz bir aileyiz. Rabbim iki tane vermiş, neden olmasın dedim. Çünkü organ toprak olacağına, bir can olsun, evlatlarına, annesine, babasına. Bir kişiyi kurtarmıyorsunuz, koca bir aileyi kurtarıyorsunuz aslında. O kadar zor bir şey ki. Yaşamadan anlayabilmek çok zor.' ifadesini kullandı.
Kayınvalide, birini hayata bağlamanın tarifsiz bir duygu olduğunu vurgulayarak, herkese organ bağışı çağrısında bulundu.
Organ yetmezliği yüzünden ablasını ve babasını kaybettiğini, bu sebeple çok acı yaşadığını dile getiren kayınvalide, şöyle konuştu:
'Hatta çocuklarıma da tembih etmiştim. Anne saçmalama falan demişlerdi. Öldükten sonra bir işe yaramayacak zaten toprak olacak dedim. En azından bir insana faydası olsun. Öldükten sonrası için bağışlamıştım ama canlısı damadıma nasip oldu. Ben ilk evlendikleri zaman, sen benim oğlumsun artık demiştim. Hiçbir zaman damat olarak görmedim. Aile demek böyle bir şey.'
'Ona minnettarım'
Halil Demirci de kendi ailesinde kronik tansiyon hastalığı olduğu için kimseyle doku uyumu sağlanmadığını anlattı.
Kayınvalidesinin gönüllü olmasıyla sürecin başladığını dile getiren Demirci, Prof. Dr. Murat Demirbaş öncülüğündeki ekibin başarılı operasyonuyla naklin gerçekleştiğini kaydetti.
Demirci, artık kendini çok iyi hissettiğini belirterek, 8 günde kendisini ayağa kaldıran doktorlar ve hemşirelere teşekkür etti.
Kayınvalidesiyle arasının her zaman çok iyi olduğuna değinen Demirci, şöyle devam etti:
'Zaten kayınvalideme hep baldız diye takılırım. Ona 'pişman olma sonrasında' dedim. O da bana 'pişman olacak bir şey yok, bir cana can katacağız' dedi. Sağ olsun gözünü bile kırpmadan masaya yattı. Ona minnettarım. Organ bağışı maalesef Türkiye'de çok yaygın değil. Öleceğiz, gömüleceğiz. Bütün organlarımız orada toprak olacak. Herkesi organ bağışına davet ediyorum.'
'Annem eşimi hayata bağladı'
Halil Demirci'nin eşi Yasemin Demirci de annesinin bu kararı karşısında çok duygulandığına belirterek 'Anneme çok teşekkür ediyorum. Sağ olsun, iyi ki var. Annem eşimi hayata bağladı. Sadece onu değil, hem beni hem çocuklarımı hem onun ailesini, annesini babasını. Herkes çok şaşkın kayınvalide verdiği için çünkü böyle örneklere çok rastlanmıyor maalesef.' dedi.
Prof. Dr. Murat Demirbaş da canlı vericili böbrek naklini rutinde yaptıklarını ancak kayınvalidenin damada böbrek vermesinin çok sık karşılaşmadıkları bir durum olduğunu anlattı.
Diyaliz süreci ne kadar kısa olursa organ nakli sonucunun da o kadar başarılı olduğuna işaret eden Demirbaş, şunları kaydetti:
'Gerçekten çok büyük bir fedakarlık ve takdire şayan bir hareketle böbreğini damadına verdi. Gerçekten organ nakli bekleyen çok fazla böbrek hastası var. Bu insanlara yardımcı olmak gerekiyor. Canlı vericili nakil Türkiye'de çok daha fazla yapılıyor çünkü kadavra nakil, kadavra bağışı çok çok az. Biz aslında millet olarak çok cömert bir milletizdir ama bu konuda biraz daha herhalde bilinçlenmemiz gerekiyor. Kadavra bağış sayısı arttığı müddetçe bu hastalar daha kaliteli ve daha uzun yaşayacaklar.'
Muhabir: Saliha Nur Köksal