SAKARYA (AA) - Bir çocuk annesi abla Oktay'a, 2007 yılında ellerindeki uyuşma nedeniyle gittiği hastanede kan sayımının yüksek olduğu teşhisi konuldu. Bu nedenle kan bağışı yapan Oktay, kendisini sağlıklı hissetmesi dolayısıyla düzenli halde kan vermeye başlayarak 41 kez bağış yaptı.

Kardeşi 2 çocuk babası Ali Erdem ise ilk vatani görevini yerine getirirken başladığı kan vermede Türk Kızılay'da düzenli bağışçı oldu. Erdem, ihtiyacı bulunan hastalara umut olması için 41 kez bağışta bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında güvenlik toplantısı gerçekleştirildi
Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında güvenlik toplantısı gerçekleştirildi
İçeriği Görüntüle

Abla Ayşe Oktay, AA muhabirine, kan sayımının normale döndüğünü ama bağıştan sonra aldığı mesajların hayata bakış açısını değiştirdiğini söyledi.

Oktay, 41 kez kan bağışında bulunduğunu aktararak, "123 kişinin hayatına dokunmuşum, bu beni çok mutlu ediyor. Allah, ömür ve sağlık verdiği sürece devam edeceğim inşallah. Her 3 ayda bir mesaj geliyor, 4'üncü aya doğru kan veriyorum. Yeme içme gibi alışkanlık oldu, kendimi çok zinde hissediyorum." dedi.

Kadınların kan vermede daha fazla zorluk yaşadığı düşüncesinin bulunduğunu ancak bunun yanlış olduğunu dile getiren Oktay, kan verdikçe hücrelerin tekrar yenilendiğini, bu nedenle daha sağlıklı ve dinç olduğunu ifade etti.

Oktay, herkesin insanlık adına bir şeyler yapmasını temenni ederek, "51 yaşındayım ama arkadaşlarım 'Daha genç görünüyorsun.' diyorlar. Ben onu kan bağışına borçluyum diye düşünüyorum. Bu dünyada kalıcı değiliz, geçiciyiz. Herkesin insanlık adına bir şeyler yapmasını istiyorum. Belki de birinin rızasını kazanıp öbür dünyayı hak edeceğiz, bu gözle manevi açıdan bakıyorum." diye konuştu.

"Tanımadığım kişilere umut olmak, hayatı paylaşmak bana mutluluk veriyor"

Kardeşi Ali Erdem de tanımadığı kişilere umut olmanın, hayatı beraber paylaşmanın kendisine ciddi anlamda mutluluk verdiğini söyledi.

Sürdürülebilir olması için Türk Kızılaya bağışta bulunduğunu anlatan Erdem, "Nihayetinde buradaki acıya bir şekilde pay olabilmek, o insanları mutlu edebilmek benim için şiar gibi. Ben her defasında birinin yardımına koşmaya kalktığımda, 'Artık ihtiyaç üzerine olmasın, devamlılık arz etsin.' diye Kızılaya gelmeye başladım. Her mesaj geldiğinde birilerin canına dokunmam... Bu beni sonsuza kadar mutlu edecek olan en güzel gaye." ifadelerini kullandı.

Yaşı ve ömrü yettikçe bağışta bulunacağını dile getiren Erdem, "Beni çok mutlu ettiği için külfet değil, sürekli alışkanlığa döndü. Yeme, içme, eğlenme, uyuma gibi. Sanki manevi sorumlulukmuş gibi her defasında sürdürülebilirliği keyif ve haz veriyor bana." dedi.

Yeni tip koronavirüs döneminde kuzenine karaciğer bağışı yaptığını da aktaran Erdem, şöyle devam etti:

"İnsanın gözüne baktığınızda onun çaresizliği... Çok sevdiğim insan için parçamdan ona verdim. Zaten kardeşimdi, ciğer kardeşim oldu. Kovid-19 zamanıydı, kan vermeye gittiğimde bir sürü insan sırada bekliyordu, oradaki hemşirelerden biri 'Niçin bu kadar acele ediyorsunuz?' diye sordu. Karaciğerimi vereceğimi söyleyince bir sarılmadığı kaldı bana. Paylaşmak benim için hiç zor olmadı."

Erdem, kan bağışı konusunda herkesi duyarlılık göstermeye çağırarak, "Kim olduğunu görmüyor, bilmiyorsunuz, birileri size manevi anlamda ses veriyor. Bizi bir arada tutan şey dilimiz, dinimiz, adetlerimiz değil, insanlığımız. Bu insanlığı başkasına göstermedikten sonra bizi insan yapan tüm faktörler ortadan kalmış olacak. Dolayısıyla kan verin, bu zaten size ait değil ama verdikçe daha da mutlu olacağınızı bilin." değerlendirmesinde bulundu.

"Düzenli bağışçı kardeşlerimize 41 kez maşallah"

Türk Kızılay Akyazı Şube Başkanı Mustafa Birincioğlu ise bağışçıların sağlık açısından kendilerine de iyilik yapmış olduklarına değinerek, 1 üniteyle 3 can kurtardıklarını ifade etti.

Birincioğlu, mobil kan bağışı aracının her hafta çarşamba günü ilçe merkezinde hizmet verdiğini belirterek, laboratuvarlarda yapılan analiz sonucunda bağışçıların da bilmediği bazı rahatsızlıklarının tespit edilip gerekli müdahalenin yapılabildiğini anlattı.

Kendisinin de düzenli bağışçıları örnek alarak düzenli bağış yapmaya başladığını aktaran Birincioğlu, "Vatani görevimi yerine getirirken 'barışta ter dökmeyen, savaşta kan döker' terimini öğrenmiştim. Dolayısıyla düzenli bağışçı olmamız bu anlamda önemli. Olağanüstü durumlarda insanlar gerçekten çok ciddi şekilde kan bağışı yapıyorlar ama bizim olağanüstü durumlara her zaman hazır olabilmemiz için düzenli bağışçılara ihtiyacımız var. Bağışçılarımız Ayşe Hanım ve Ali Bey 41 kez kan bağışında bulundu, 41 kez maşallah." şeklinde konuştu.

Birincioğlu, 18-65 yaş arasındaki erkeklerin 3 ayda bir, aynı yaş aralığında ve 55 kilonun üstündeki kadınların da 4 ayda bir bağış yapabildiklerini bildirerek, bağışçıların böylece hem kendi sağlıklarını kontrol ettiğini hem de hiç tanımadığı yüzlerce insanın hayata tutunmalarını sağladığını sözlerine ekledi.


Muhabir: Mine Yıldırım

Kaynak: AA