Genel

Berlin Duvarı'nın yıkılışının üzerinden 36 yıl geçti

Almanya'nın başkentini ikiye bölen ve Soğuk Savaş'ın simgesi olarak nitelenen Berlin Duvarı'nın yıkılışının üzerinden 36 yıl geçmesine rağmen Alman vatandaşları, o döneme ait anılarını hala zihinlerinde canlı tutuyor.

BERLIN (AA) - İkinci Dünya Savaşı'ndan mağlup çıkan Almanya, ABD, İngiltere, Fransa ve eski Sovyetler Birliği tarafından 4'e bölündü.

1949'da ABD, İngiltere ve Fransa'nın kontrolündeki bölgelerin yönetimleri birleştirilerek Federal Almanya Cumhuriyeti (BRD) kurulurken eski Sovyetler Birliği yönetimi altında bulunan bölgede de aynı yıl Demokratik Almanya Cumhuriyeti (DDR) ilan edildi ve ülke ikiye bölündü.

Daha sonraki yıllarda ekonomik sebeplerden dolayı genç ve iyi eğitimli 2,5 milyondan fazla kişi, Doğu'dan Batı Almanya'ya kaçtı.

Bu kaçışları engellemek isteyen Doğu Almanya yönetimi, 12 Ağustos 1961'de Berlin'de gizlilik içinde sınırı kapatma kararı alarak eski Sovyet yönetiminin yer aldığı bölgeyi dikenli tellerle çevirdi.

Bu teller de kaçışları engelleyemeyince 17 Ağustos 1961 gecesi, daha sonra 'utanç duvarı' olarak anılacak 3,6 metre yükseklikteki Berlin Duvarı tuğlalarla örülmeye başlandı ve Almanya fiziki şekilde de duvarlarla bölünmüş oldu.

Berlin Duvarı, aynı zamanda Almanya'yı, Avrupa'yı ve dünyayı iki blok şeklinde ayırdı ve 'Soğuk Savaş'ın simgesi oldu.

'Demir perde' olarak da anılan ve Berlin'in ortasından geçerek kenti ikiye ayıran duvar, şehrin çevresinde yaklaşık 155 kilometre uzunluğunda örüldü.

Daha sonraki yıllarda etrafındaki güvenlik önlemleri artırılarak gözetim kuleleri ve iç duvar gibi başka unsurlar da eklenerek duvar genişletildi. Süreç içinde bölgeye 302 gözetleme kulesi yerleştirildi ve 11 binden fazla Doğu Almanya askeri Berlin sınırında görev yaptı.

Doğu ile Batı Berlin arasında 8 sınır kapısı kuruldu. Doğu Almanya'da yaşayanların bazı istisnalar dışında Batı Almanya'ya geçişine izin verilmiyordu ve bu, suç teşkil ediyordu.

Doğu Almanya rejiminde çok sayıda kişi, sınırı ve Berlin Duvarı'nı aşmak isterken öldürüldü. Kayıtlara göre bu sayı 136 olsa da gerçek sayının daha yüksek olduğu belirtiliyor.

Duvarın yıkılış süreci

1980'lerde eski Sovyetler Birliği'nin Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov'un açıklık ve yeniden yapılanma (Glasnost ve Perestroyka) politikasıyla başlayan süreç, 1989'da Doğu Almanya'yı da etkisi altına alınca halk, özgürlük için sokaklara çıktı.

Binlerce eski Doğu Almanya vatandaşı, 1989'un yaz aylarında Macaristan ve o dönem adı Çekoslovakya olan ülke üzerinden Batı Almanya'ya kaçmaya başladı.

Doğu Almanya'da başta Leipzig ve Berlin olmak üzere, Doğu Almanya'nın birçok kentinde 'Biz halkız' sloganıyla protestolar düzenlenerek ülke siyasetinin değiştirilmesi istendi.

Bu gösterilere Doğu Almanya hükümeti kayıtsız kalmadı ve seyahat düzenlemesi yapmaya mecbur oldu. Doğu Almanya'yı yöneten Almanya'nın Sosyalist Birlik Partisi (SED) Sözcüsü Günter Schabowski, 9 Kasım akşamı basının karşısına geçerek hükümetin seyahat düzenlemesine ilişkin kararını okudu.

Schabowski, bir gazetecinin bu düzenlemenin ne zamandan itibaren geçerli olacağını sorması üzerine 'İvedilikle hemen!' yanıtını verdi.

Bu sözlerin yayılması üzerine Doğu Alman halkı, sınır geçiş noktalarına akın etti. İnsanlar üstlerine çıktıkları duvarı yıkmaya başladı. Sınır kapılarından veya duvarın üzerinden atlayarak kentin diğer tarafına geçen Doğu Berlinliler ile onları karşılayan Batı Berlinliler kucaklaştı.

9 Kasım Soğuk Savaş döneminin sonu

Böylece 28 yıl 2 ay 28 gün ayakta kalan 'Demir Perde', 9 Kasım 1989 'da yıkıldı ve bu, Soğuk Savaş döneminin de sonu oldu.

Soğuk Savaş'ın sembolü 'utanç duvarı', ülkenin her iki tarafında yaşayanlarda derin izler bıraktı. Hala kentin birçok yerinde duvarın kalıntılarını görmek mümkün.

Alman vatandaşları, 'utanç duvarının' Berlin'i ikiyi böldüğü dönemdeki anılarını AA muhabirine anlattı.

Çocukluğu Batı Berlin'de geçen ve daha sonra Baden-Württemberg'e taşınan 55 yaşındaki Petra Lütz, duvarın yıkılışını televizyondan öğrendiğini söyledi.

'Geceleri sınırdaki ışıkları görüyorduk'

Stuttgart yakınlarında yaşadığını belirten Lütz ancak Berlin'de büyüdüğünü, duvarın yıkılış sürecini takip ettiğini dile getirdi.

Berlin'in Spandau ilçesinde duvarın ve sınırın yakınında ikamet ettiklerini anlatan Lütz, 'Evimizden, yüksek binamızdan, geceleri sınırdaki ışıkları görürdük. Ben böyle büyüdüm ve birdenbire duvar artık yok olmuştu. Berlin, yeniden bir olmuştu.' ifadelerini kullandı.

Annesinin duvar inşa edilmeden önce ebeveynleriyle Doğu'dan Batı Berlin'e yakınlarının yanına kaçtığını anlatan Lütz, Soğuk Savaş döneminde Doğu Berlin'de akrabalarının bulunduğunu ve onları ziyaret ettiklerini söyledi.

Lütz, 'Burada (Batı Berlin'de) her şey renkli, ışıltılı ve canlıydı. Duvarı geçtikten sonra her şey griydi. Çocukken ben bunu tam anlayamıyordum. Başka bir dünyaydı. Kuzenlerimin neredeyse giyecekleri yoktu. Onlara her zaman kot pantolon ve kahve götürürdük. Çok aşırıydı. Bunu çocukken anlayamıyordum.' şeklinde konuştu.

Doğu Berlin'dekilerin muz ve kahve getirmelerini istediklerini aktaran Lütz, bugün Doğu Berlinlilerin hor görülmelerini doğru bulmadığını anlattı.

Lütz, 'İnternette sıkça gördüğüm ve hiç hoşuma gitmeyen bir şey var: Birçok kişi hala Doğu Almanlara 'Ossis'' (Doğulular) diyor ve onların (Almanya'ya) ait olmadığını söylüyorlar. Bunu çok kötü buluyorum. Bu insanlar cezalandırılmalı çünkü onlar bunun suçlusu değiller. İnsanların maruz kaldığı bu muameleyi çok kötü buluyorum. Bu, benim için açıkça ayrımcılık çünkü hepimiz Alman'ız.' diye konuştu.

Klaus Böde de duvarın yıkılışını ABD'den takip ettiğini belirterek, 'Bu, harika bir andı. İnanamadım. ABD'de okuyordum. Duvar yıkılmadan önce Berlin'de 5 yıl üniversite okudum. Sonra ABD'ye okumaya gittim, Pensilvanya'da ve birden duvarın yıkıldığı haberi geldi. Bu, gerçekten inanılmazdı. Tüm gazeteleri topladım. Sonra sınıf arkadaşlarıma bu konuda biraz bilgi vermek için bir rapor hazırladım. Bu, gerçekten dünyayı sarsan bir olaydı.' dedi.

Stuttgart'tan Berlin'e ziyarete gelen Roland Henkel de duvarın yıkılışını televizyondan sürpriz şekilde öğrendiğini söyledi.

Henkel, 'O dönemde belki de bir değişiklik olacağı biraz öngörülebilirdi ancak bu kadar hızlı sadece Schabowski'nin açıklamasıyla oldu ve bu, iyi bir şeydi.' dedi.

Doğu Almanya yönetiminin adaletsiz bir rejim olduğunu belirten Henkel, 'Duvar, Doğu Almanya'nın kan kaybetmemesi için inşa edildi, aksi takdirde kimse kalmazdı. Sanırım duvardan önce günde yaklaşık bin kişi ülkeden kaçıyordu. Doğu Almanya'nın bakış açısından duvarın inşa edilmesi doğru bir karardı, aksi takdirde kimse (orada) kalmazdı.' şeklinde konuştu.

Duvarın inşa edilmesini de hatırladığını dile getiren Henkel, o dönemde Doğu Almanya sınırlarında bulunan Magdeburg kentinde akrabalarının yaşadığını anlattı.

'Ninem, kız kardeşine küçük paketler gönderirdi.' diyen Henkel, ninesinin kız kardeşi 65 yaşını geçtikten sonra karşılıklı ziyaretlerin de yapıldığını, sevinçli geçtiğini ancak Doğu Almanya'daki durumdan şikayet ettiğini aktardı.

Doğu ve Batı Almanların birliktelik sağlayıp sağlamadıklarına ilişkin soru üzerine Henkel, 'Bana göre evet. Bu kuşakta bile başarılı olduğunu düşünüyorum. Bunlar o kadar eski şeyler ki Ossi (Doğulu) ve Wessi (Batılı), bunlar kötü niyetli (söylenen şeyler) de değil. 1945'ten sonra bir makas açıldı ve bizde başka bir kültür, onlarda başka bir kültür gelişti. Bu, biraz daha sürer ancak son 30-40 yıl iyi yolda olduğunu gösterdi.' değerlendirmesinde bulundu.


Muhabir: Erbil Başay,Cüneyt Karadağ