ANKARA (AA) - Prof. Dr. Nurullah Okumuş, "Dünya Emzirme Haftası" dolayısıyla, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sağlıklı toplum ve geleceğin ancak sağlıklı nesillerle sağlanabileceğini vurguladı.

Okumuş, sağlıklı bir nesil için öncelikli olarak bebeğin sağlıklı ve doğal şekilde beslenmesi gerektiğini vurgulayarak, "Bu konuda anne sütü eşi ve benzeri olmayan mucizevi bir gıdadır. Tamamen bebeğe özel üretilmiş içerisinde beyin gelişimi, vücut gelişimi dahil olmak üzere her türlü gıdayı içerir. Ancak bunu sağlayabilmek için emzirmenin de en iyi şekilde olması gerekiyor." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde, Sağlık Bakanlığı koordinasyonunda hayata geçirilen Normal Doğum Eylem Planı'nı hatırlatan Prof. Dr. Okumuş, doğumdan sonraki en önemli aşamanın ise bebeğin emzirilerek anne sütü ile beslenmesi olduğunu ve bunun da eylem planının güçlü bir ayağını oluşturduğunu vurguladı.

Bebeklerin ilk 6 ay hiçbir ek gıda verilmeden tamamen anne sütü ile beslenmesi gerektiğini belirten Okumuş, "6. aydan sonra ek gıda versek bile en az 2 yaşına kadar mutlaka anne sütü verilmesinin devam etmesini istiyoruz. 1991 yılından bu yana bebeklerin sağlıklı yaşama adım atmasını sağlamak amacıyla emzirmeyi koruma, özendirme ve destekleme hedefiyle Bakanlığımızca uygulanan 'Anne Sütünün Teşviki ve Bebek Dostu Sağlık Kuruluşları Programı' kapsamında 81 il 'bebek dostu' il, 73 il 'altın bebek dostu' il ünvanı almıştır. Aile hekimliği birimlerinin ise yüzde 96,3'ü bebek dostu statüsünde hizmet vermektedir." diye konuştu.

Emzirmenin psikolojik gücü, anne ve bebeğin ruh sağlığını olumlu etkiliyor
Emzirmenin psikolojik gücü, anne ve bebeğin ruh sağlığını olumlu etkiliyor
İçeriği Görüntüle
"Hedef, ilk 6 ay sadece anne sütü verilmesi"

Prof. Dr. Okumuş, yapılan çalışmalarla emzirmenin ve anne sütünün önemi konusunda ciddi oranda gelişme sağlandığını belirterek, şöyle konuştu:

"Doğum sonrası hemen emzirme konusunda yaptığımız çalışmalarla ortalama emzirme sürelerimizi 16-17 aya kadar çıkardık. Belki burada biraz daha geliştirmemiz gereken ilk 6 ay sadece anne sütü verilmesi konusu. Bizim hedefimiz de 2030 yılına kadar bu oranı yüzde 70'lerin üzerine çıkarmak. Özellikle anne adaylarımıza, genç kızlarımıza emzirmenin önemini her yerde ve ortamda anlatmaya çalışıyoruz. Anne sütü mucizevi bir gıdadır. Bebek için tek ideal gıdadır. Sadece bebeğe değil anneye de çok faydası olduğunu biliyoruz. İnanılmaz, muhteşem bir gıda."

Okumuş, emzirmenin ve anne sütünün iki sonuca yönelik olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:

"Bir tarafında anne diğer tarafında ise bebek var. Bebeği sağlıklı bir birey olarak gelecekte hastalıklara karşı koruyan, ideal boy ve kilosuna ulaştıran mucizevi bir gıdadır. Anne sütü alan bebekler obez olmaz. Anne sütü o kadar güzel bir üründür ki emzirmenin başında bebeğin aç olduğunu söyleyen hormonlar salgılarken, bebeğin artık doyması gereken dönemde tam tersi emzirmeyi kesmesini söyleyen hormonlar salgılamaya başlıyor. Mama verdiğiniz bir bebekte asla doyma duygusu oluşmuyor emmeye, beslenmeye devam ediyor. Biz ideal sağlıklı bir bebeğe ulaşırken aynı zamanda anneye de çok faydası var. Annenin gebelik süresince ortaya çıkan fizyolojik değişikliklerinin doğumdan sonra hızlı bir şekilde normale dönmesini sağlıyor."

Okumuş, anne sütü vermenin anne ve bebek bağını ileri derecede geliştiren bir süreç olduğunu vurgulayarak, "Dokunma, işitme, koku, tat alma gibi bunları kullanarak anne ve bebek arasında bağ oluşmasını ve yine bebeğin sağlıklı bir birey olarak gelişmesini sağlayan en önemli faktörlerden biridir. " dedi.

"Emzirme oranları iki kat arttı"

Gebeliğe hazırlık, doğum süreci ve sonrasında bebek beslenmesiyle ilgili olarak sağlıklı hayat merkezlerinde, kadın doğum polikliniklerinde ve gebe okullarında annelere kapsamlı bilgiler verildiğini belirten Prof. Dr. Okumuş, özellikle doğum sonrası dönemin sağlıklı nesillerin oluşmasında kritik bir rol oynadığını ifade etti.

Sağlıklı hayat merkezlerinin anne ve baba olmayı düşünen çiftlere doğum öncesi ve sonrası süreçleri hakkında rehberlik ettiğini ifade eden Okumuş, şunları kaydetti:

"Gebe poliklinikleri ve gebe okullarında gebeliğin başından sonuna, sporundan beslenmesine kadar, herhangi bir sağlık probleminiz varsa bunun tedavisine kadar tüm süreçler hastane ve poliklinik ortamında ama ev ortamı oluşturulmuş yerlerde sağlanıyor. Bundan sonraki süreçte de doğuma hazırlanıyorsunuz ve doğumun da en doğal ortamlarda ve en doğru olan normal doğum şeklinde yapılmasını sağlıyoruz. Doğumdan sonra hemen emzirmeye başlama ve ten tene temas uygulamaya başladığımız ünitelerde emzirme oranlarımız inanılmaz bir şekilde arttı. Şu anda 2008 yılına göre iki kat bu oranları artırmış durumdayız."


Muhabir: Duygu Yener

Kaynak: AA