WASHINGTON (AA) - Welch, Senatoda, İsrail'in ablukası altında olan ve kıtlığa sürüklenen Gazze'deki duruma ilişkin konuşma yaptı.
- Gazze Şeridi'nde "açlığın" sembolü haline gelen Filistinli bebek için doktorunun verdiği bilgiler İsrail'i yalanlıyor
- Gazze'de yetersiz beslenmeden ölen çocuklar insani krizin en acı yüzü oldu
- İsrail son 6 ayda Gazze'ye giren sınırlı miktardaki yardımı yüzde 88 azalttı
- İsrail hükümeti, Trump'ın "Gazze'de çocuklar aç" açıklamasına yanıt vermekten kaçındı
"İsrail'den kaynaklanan Gazze'deki Filistinlilerin açlığı sona ermeli. Sona ermeli." diyen Welch, ABD'nin, İsrail'e silah yardımları nedeniyle bu durumdan sorumlu olduğu konusunda uyardı.
Welch, "Gazze'de on binlerce masum insanın ölümü tarihimizin bir parçası olacak çünkü ABD bu felaketin sorumluluğunu paylaşıyor. Biz ve gelecek nesil Amerikalılar, sonsuza kadar bununla yaşamak zorunda kalacağız." diye konuştu.
Gazze'deki kasıtlı kıtlığın, ABD'nin sağladığı silahlardan kaynaklandığını söyleyen Welch, "Bugün gördüğümüz açlık, savaşın ön görülmemiş ve istenmeyen sonuçlarındandır. Açık konuşayım. Bugün şahit olduğumuz açlık, Filistin nüfusunun daha da küçük bir toprak parçasına yoğunlaştırılması amacındaki askeri politikanın bir sonucudur." ifadelerini kullandı.
"Artık yeter"Welch, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, Vietnam Savaşı'ndan sonra en ölümcül ve yok edici hava bombardımanı harekatını başlattığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Felaketin dönüm noktasındayız ve ABD Kongresinin, uluslararası insancıl hukuk uyarınca harekete geçme ve şu an ben konuşurken açlıktan ölen Filistinlileri kurtarmaya yardım etme yükümlülüğü vardır."
Welch, Gazze'de olanların "savaş suçu" olduğunu, "savaş alanında avantaj sahibi olmak için çocukların aç bırakılmasının yasa dışı olduğunu" vurgulayarak "Artık yeter." şeklinde konuştu.
ABD'nin Gazze'de açlık silah olarak kullanılırken sessiz kalmayacağını söyleyen Welch, "Gazze'deki mevcut açlığı Netanyahu'nun Filistinlileri zorla topraklarından etme stratejisinden ayrı tutamayız." dedi.
Muhabir: Aynur Şeyma Asan
